İTO Başkanı Avdagiç'ten Zamlar İçin Acil Ambargo Çağrısı!

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, son günlerde artan enflasyon ve döviz kuru konularında önemli açıklamalarda bulundu. Ülkemizdeki enflasyon oranlarının bu yıl hedeflenen değerine yaklaşmasının kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Avdagiç, 2025 yılı için belirlenen enflasyon hedefinin aylık enflasyon oranlarının yüzde 1,2-1,5 arasında olması gerektiğini ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için, her kesimin üzerine düşen sorumlulukların bulunduğunu belirtti.

Avdagiç, tüketicilere "etik satıcıdan" alışveriş yapma çağrısında bulunarak, "Sürekli fiyat artışlarıyla karşılaşıyoruz. Her zaman bir alternatifimiz olmasa da, tüketicilerin alışveriş tercihlerini etik ve ahlaki davranan işletmeler üzerinde yoğunlaştırmaları gerekiyor. Batı'da toplumsal harekette görülen bu davranış, bize de örnek olmalı," dedi.

Enflasyonla mücadelede, 2024 yılının son çeyreği ve 2025 yılı itibarıyla tüketicilerin harcama alışkanlıklarını daha etkin kullanması gerektiğini de sözlerine ekleyen Avdagiç, “Ekonomik derslerde sıkça verilen bir örnek var: Restoranlarda fiyatların sürekli artması, talebin varlığına işaret eder. Tüketici, fiyat belirlemede en belirleyici unsurdur,” şeklinde konuştu.

Gelecek nesillere tasarruf bilincinin kazandırılması gerektiğini savunan Avdagiç, "Kamuoyunda israfı önleyici politikaların yaygın şekilde tanıtılması, özellikle gençleri bu konuda yönlendirmeliyiz," ifadelerini kullandı.

Avdagiç, döviz kuru ve enflasyon dengesine dair de analizlerde bulunarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulanan programların önemine değindi. Ancak, döviz kurundaki sıkılaşmanın ihracatı olumsuz etkilediğine dikkat çekti. "İhracatçı firmalar ciddi maliyet baskısı altında. Bu yükü taşımak zor," diyerek, rekabet gücünün artırılması gerektiğini vurguladı.

Ayrıca, Türkiye’nin 2025 ve sonrasındaki ihracat hedeflerine ulaşmak için döviz kuru yönetiminin dikkatle ele alınması gerektiğine dikkat çekti. "Kur, üreticilerin açısında iyi yönetilebilir ve rekabetçiliği sağlanabilir bir noktaya gelmelidir," diye ekledi.

Bu gelişmeler ışığında, tüketicilerin ve işletmelerin karşılıklı olarak daha dikkatli davranmaları ve sürdürülebilir bir ekonomi için işbirliği içerisinde olmalarının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sadece bireysel harcamalarla değil, sosyo-ekonomik yapının da gözden geçirilmesi gerekiyor. Yoksa, bu zor günler daha uzun sürebilir.