Kadınlarda Gizli Tehdit: Haşimato! İlk Belirti Saç Dökülmesi ve Depresyon
2024-11-24
Yazar: Yusuf
Haşimato hastalığı, kadınlarda erkeklere göre daha yaygın görülen bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırması sonucu gelişir. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ela Temeloğlu Keskin, metabolizmayı yavaşlatmasının yanı sıra, kardiyovasküler sorunlar, depresyon, adet düzensizliği, saç dökülmesi ve kilo alıp verme gibi birçok probleme sebep olduğunu vurguluyor.
Haşimato hastalığı, tiroid bezinin antikorlar tarafından zarar görmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, tiroid bezinin normal işlevini bozarak çoğu zaman hipotiroidizme yol açar. Hipotiroidizm, tiroid hormonunun yetersizliği nedeniyle metabolizmanın yavaşlamasına yol açar ve bu da kişide çeşitli belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Kadınlar, bu hastalığa karşı daha duyarlıdır ve bu durumun, kadınların otoimmün hastalıklara daha yatkın olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Kadınlardaki Haşimato riskinin artması, genetik faktörlerden de kaynaklanabilir. Ailede otoimmün hastalık öyküsü olan kişilerde Haşimato gelişimi riski daha yüksektir. Özellikle, çöl yak hastalığı ve Tip 1 diyabet gibi hastalıklar da bu riski artırabilir.
Haşimato hastalığı, hipotiroidizm nedeniyle metabolizmanın yavaş işlemesine neden olur. Tiroit hormonu seviyeleri düştüğünde, vücutta aşırı uyku hali, depresyon, halsizlik, yorgunluk, kolay kilo alımı, saç dökülmesi ve kadınlarda adet düzensizliği gibi sorunlar meydana gelebilir. Ayrıca, kalp ritmi problemleri ve kabızlık gibi kardiyovasküler sorunlar da oluşabilmektedir.
Yetersiz tiroid fonksiyonu ile birlikte, bazı otoimmün hastalıklarla eşlik etmesi doğaldır. Örneğin; Tip 1 diyabeti olan bireylerde düzenli olarak Haşimato taraması yapılmalıdır. Ayrıca, iyot eksikliği de önemli bir konudur. İyot, tiroid bezinin hormon üretimi için gereklidir ve ülkemizde yaygın bir sorun haline gelmiştir.
Haşimato hastalığı tedavi edilmediğinde, ilerleyen yıllarda tiroid fonksiyonlarının bozulabileceği ve hormon dengesizliklerinin yaşanabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, hastaların düzenli takip ve kontrole gitmesi oldukça önemlidir. Ayrıca, kadınların gebelik dönemi ve çocukluk döneminde iyot ihtiyacının arttığı göz önünde bulundurularak, bu konuda dikkatli olunması gerekmektedir.
Sonuç olarak, daha sağlıklı bir yaşam için hormon dengesine dikkat edilmeli, düzenli olarak kontroller yapılmalı ve genetik faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Önleyici tedbirler almak, bu gizli tehditten korunmak için en etkili yol olacaktır!