Son zamanlarda yapılan bir araştırma, kafein alımının Alzheimer hastalığına olan etkilerini ve omurilik sıvısındaki belirteçler ile olan bağlantısını ortaya koydu. Elde edilen bulgular, insanların kafein tüketimiyle bilişsel sağlığı arasında beklenmedik bir ilişki olabileceğini gösteriyor.

Araştırmalar, genellikle çay ve kahve tüketimi üzerine odaklanırken, bu çalışma kafeinin vücut üzerindeki biyolojik etkilerini detaylı bir şekilde incelemeyi amaçladı. Fransa’da yapılan çalışma, Alzheimer ve hafif bilişsel bozukluğu olan 263 katılımcının verileriyle gerçekleştirildi.

Bu araştırma sırasında, 70 yaş üstü katılımcıların her gün tükettikleri kafein miktarları detaylı anketlerle belirlendi. Ayrıca katılımcılara MRI taramaları yapıldı ve kan ile beyin omurilik sıvısından örnekler alındı.

Katılımcılar, günde ortalama 200 miligram kafein tüketenler (düşük kafein grubu) ve bu miktarın üzerine çıkanlar (yüksek kafein grubu) olarak ikiye ayrıldı. Elde edilen veriler, düşük kafein tüketiminin, hafıza kaybı ve bilişsel gerileme riskiyle daha fazla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.

Özellikle düşük kafein tüketen bireylerde Alzheimer veya hafif bilişsel bozukluk tanısı alma olasılığının yaklaşık 2,5 kat daha fazla olduğu belirtiliyor. Daha az kafein alan katılımcılarda, beyin omurilik sıvısındaki beta-amiloid proteinlerinin birikiminin artması, Alzheimer semptomlarının derecesinin yükselmesine neden olabiliyor. Bu proteinler, hastalığın ilerlemesinde kritik bir rol oynuyor.

Ancak kafein miktarı arttıkça, beyindekileri etkileyen tau proteinlerinin seviyeleri üzerinde belirgin bir etki gözlemlenmediği söyleniyor. Tau proteinleri, nöronların hücre iskeletini oluşturan mikrotübüllerin düzenlenmesi için önemli bir protein. Yapılan laboratuvar çalışmalarında, kafeinin tau proteinlerinin toksik birikimlerine neden olan kimyasal aktiviteleri azaltabileceği gösterilmiş, ancak Alzheimer hastalığına olan etkileri konusunda kesin kanıt henüz elde edilememiştir.

Sonuç olarak, bu araştırma, kafein tüketiminin Alzheimer riskini etkileyebileceğini gösterirken, genellikle yaşlı bireyler üzerinde yapılan çalışmalara dayanıyor. Kafein alımının, orta yaş ve gençlik dönemlerindeki bireylerdeki etkileri üzerinde daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu açık. Bu bulgular, Alzheimer hastalığına karşı alınacak önlemler için yeni bir kapı aralıyor ve kafein tüketimi konusunda bilinçlenme gerekliliğini artırıyor.