Kamu bankalarının son dönemdeki reklam harcamaları, ülke gündeminin en tartışmalı konularından biri haline geldi. 2023 yılı içinde sadece üç büyük kamu bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası, toplamda 3,7 milyar TL'lik reklam harcaması gerçekleştirdi. Bu harcamaların kaynağı ve amacı üzerine yapılan sorgulamalar, birçok soruyu da beraberinde getiriyor.

Geçtiğimiz yıl Ziraat Bankası 75,7 milyar TL, Halk Bankası ise 33,1 milyar TL'lik görev zararı bildirmişti. Şimdi, bu dev reklam harcamaları ile birlikte bankaların zararlarda nasıl bir artış sergilediği merak konusu. Kamu bankalarının, hükümetin belirlediği politikalar doğrultusunda hareket ettikleri biliniyor. Ancak, bu harcamaların kamu yararına mı yoksa iktidarın propagandasını desteklemek amacıyla mı yapıldığı sorusu, halkın zihninde giderek daha fazla yer ediyor.

Kamu bankalarının reklam bütçeleri, devasa bir sermaye transferinin kapılarını açmakla kalmıyor, aynı zamanda bazı medya kuruluşlarına da büyük paralar akıtıyor. Geçtiğimiz yıllarda reklam amaçlı harcamalar sadece iktidar yanlısı medya organlarına değil, aynı zamanda muhalefeti etkisiz hale getirmeye yönelik yayın yapan medya kuruluşlarına da yönlendiriliyor. Bu durum, advertorial ve sponsorlu içeriklerle kamuoyunu manipüle etme çabasını gündeme getiriyor.

Sayıştay'ın raporlarına göre, bu yıl yapılan harcamalar önceki yıla oranla neredeyse iki katına çıkarak 3,7 milyar TL'ye ulaştı. Özellikle Halk Bankası, 1 milyar 777 milyon TL'lik devasa bir reklam bütçesi ile dikkat çekiyor. Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankası ise sırasıyla 1 milyar 122 milyon TL ve 771 milyon TL'lik harcamalar yaparak onları takip ediyor.

Kamu bankalarının, Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayışları nedeniyle, reklam harcamalarını istedikleri gibi düzenleyebildiklerinin altı çizildi. Bu durum, daha da dikkat çeken bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu kadar büyük bir reklam harcaması yapmanın arka planında ne yatıyor? Kamuoyunun bu sorulara yanıt alma hakkı var. Ekonomik krizle boğuşan halkın, günden güne artan bu masrafların kimin cebine gittiğini sorgulamaya başlaması, siyasi iktidar için önemli bir tehdit oluşturuyor.

Sonuç olarak, kamu bankalarının reklam harcamaları, kamuoyunda ciddi bir tartışma yaratırken, bu harcamaların arka planındaki sebepler ve sonuçlar üzerine yapılacak tartışmaların önemi giderek artıyor. Sadece ekonomimizi değil, sosyal yapımızı da etkileyen bu durumun, ilerleyen günlerde daha fazla mercek altına alınacağı aşikar.