Dünya

Kim Yardıma Koşacak?

2025-04-01

Yazar: Ahmet

Bir bayram sabahı kendimi oldukça radikal hissettiğim bir anımı hatırlıyorum. O sabah, hiç kimseyle bayramlaşmak istemediğimi söylemiştim. Gözlerim insanlara bir şeyler söylemekten çok, derin bir üzüntü içinde bakıyordu. Babam bana neden bayramlaşmak istemediğimi sorduğunda, Filistin'deki durumu dile getirerek, 'Kardeşlerimiz zulüm altında iken nasıl kutlama yapabilirim ki?' diye cevap vermiştim. Bu durum, çocukluk yıllarımda geleneğe karşı isyan hâlinde olduğum bir dönemin yansımasıydı.

Sonraları anladım ki bayram sadece eğlence değil, aynı zamanda bir ibadet. Bu yüzden, bugünkü bayramlarda, zulüm altında olan Müslüman kardeşlerimizi düşünmeden geçemiyorum.

Peki, bir gün benzer bir durumda kaldığımızda, kim ilk yardımımıza koşacak? Bu soruyu sormak, benim için herhangi bir distopik düşünceyle asla ilişkilendirilemez.

Geçen hafta Beyaz Saray'da düzenlenen Yunan Bağımsızlık resepsiyonunda, Amerika Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Elpidoforos'un, ABD Başkanı'na hitaben İstanbul'u hedef göstermesi beni derinden düşündürdü. Böyle bir durum karşısında, kendi yaşadığımız sorunları nasıl unutabiliriz? Örneğin, tarih kitaplarımızda pek yer bulamayan Yemen'in halkı, hemen her zaman zor zamanlarımızda yanımızda olmuştur. Çünkü onlar, zulme uğrayan her topluluğu, din ve dil ayırt etmeden desteklemişlerdir.

Bu noktada, Gazze'deki insanlar gibi bir zor durumda kaldığımızda, yardımımıza koşacak ilk kişiler arasında Yemenliler olabilir. Onlar ki, dünya üzerindeki baskılara karşı her zaman dik durmuş, yalnızca kendi halklarının değil, tüm mazlumların yanında olmaya çalışmışlardır. Peki, biz bu günlerde zulme sessiz kalanlardan ne kadar yardım göreceğiz? Onlar, bankamatiklere koşmayı seçen, tarihin en karanlık dönemlerinde bile gerçek kardeşlikten yana olanlar mıdır?

Kendimizi bu durumun dışında tutamayız. Bugün herkesin bayramı mübarek olsun.