Kontrolsüz Tüketim: Doyduğunuzu Fark Etmiyor Musunuz? Çözüm Sofrada Sevdiklerinizle Birlikte Olmakta!
2024-11-20
Yazar: Ayşe
Aile boyu oturduğumuz kalabalık sofralar, çocukluğumuzdan gelen en güzel anılarımızdan biridir. Fakat günümüzde akşam yemeği alışkanlıklarımız köklü bir değişim geçiriyor. Yoğun çalışma koşulları nedeniyle birçok kişi hazır yemeklere yöneliyor ve bu yemekler genellikle ekran karşısında tüketiliyor. Bu durum, gündelik yaşamın yorgunluğundan bir nebze uzaklaşmamıza yardımcı olsa da, bir şeylerin eksik kalmasına neden oluyor.
Araştırmalar, yetişkin bireylerin yemeklerini başkalarıyla paylaşmasının stresi azalttığını, sindirimi iyileştirdiğini ve aşırı yeme riskini düşürdüğünü gösteriyor. Bir araştırmaya katılan ailelerin %91’i yemeklerini paylaşmalarının kendilerini daha az hissettiklerini belirtiyor. Ancak, son yıllarda yalnız yaşayan ve evde çalışan bireylerin sayısındaki artış, kişilerin yalnız yemek yeme alışkanlıklarını yaygınlaştırdı.
Peki, başkalarıyla yemek yemenin önemi nedir? Uzmanlardan gelen öneriler nelerdir? Tek başına yemek yiyenler bu deneyimi nasıl daha iyi hale getirebilir? Beslenme uzmanları, sosyalleşmenin yemek saatlerinde sağlığa olan olumlu etkilerini sıklıkla vurguluyor. Örneğin, diyetisyen Laura Baum, masada otururken dik durmanın sindirimi iyileştirdiğine dikkat çekerek, “Dik oturmak, yiyeceklerin sindirim kanalında daha kolay hareket etmesini sağlarken, bilgisayar başında kambur oturmak bu süreci zorlaştırır,” diyor.
Diyetisyen Lesley Kumar, yemek saatlerinde aile ve arkadaşlarla vakit geçirmenin vücudu 'dinlen ve sindir' moduna soktuğunu ifade ediyor. Stres altında yemek yemek, sindirimi zorlaştırarak aşırı yemek yemeye neden olabilir. Yine Baum, kalabalık sofralarda sohbet ederek yeme hızımızın yavaşladığını ve dolayısıyla aldığımız her lokmanın farkına varmamızı sağladığını belirtiyor.
Yalnızca kimlerle yemek yediğimizin değil, ne yediğimizin de önemli olduğunu söyleyen Kumar, sağlıklı yiyecekler tercih eden kişilerin etrafında olduğumuzda, bizim de aynı yiyecekleri tercih etme olasılığımızın arttığını vurguluyor.
Tek başına yaşayanların yemek rutinlerini değiştirmek için neler yapması gerektiği konusunda Baum, sosyal etkinliklere katılmanın yanı sıra sanal buluşmalar da yapılabileceğini belirtiyor. Ayrıca, komşularla bir araya gelerek keyifli sofralar kurulabileceğini de ekliyor. Baum, teknoloji yerine kitap ya da dergi okumaya zaman ayırmanın da yeme sürecini yavaşlatarak lezzet alma fırsatı sunduğunu hatırlatıyor.
Klinik psikolog Daniel Glazer, yemeklerin tarihsel olarak sosyal etkinlikler olduğunu belirterek, birçok kültürde birlikte yenen yemeklerin önemine dikkat çekiyor. İtalya’da aperitivo saatinin simgesi olan toplu yemeklerin ya da İspanyol kültüründeki uzun yemeklerin, sadece enerji almak için değil, aynı zamanda sosyal bağları güçlendirmek ve ortak deneyimler yaratmak için düzenlendiğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, kontrolsüz yeme alışkanlıklarımızdan kurtulmanın en keyifli yolu, sevdiklerimizle aynı sofrada buluşarak hem paylaşımlarda bulunmak hem de sağlıklı yemek alışkanlıkları geliştirmekte saklı!