Dünya

Korku içinde dört yıl! Bir 'selfie', Hannah'nın hayatını cehenneme çevirdi!

2025-03-16

Yazar: Ali

Hannah Mossman Moore'a 14 Ocak 2018'de gelen bir e-posta, yaşamını değiştirmenin başlangıcı oldu. E-postanın konusu büyük harflerle "ÇEVRİMİÇİ İTİBAR YÖNETİMİ" yazıyordu. 25 yaşındaki Hannah, bu mesajı okuduğunda dehşete düştü.

E-posta, internetteki tüm faaliyetlerinin bir başkası tarafından kontrol edileceğini belirtiyordu. Hannah, e-posta hesabının korsanlar tarafından ele geçirildiğini düşündü, ancak gerçek korkutucu bir şekilde daha kötüydü. Genç tasarımcı, ilerleyen aylarda her yandan gelen e-postalar, mesajlar ve çağrılarla başa çıkmaya çalışıyordu. 20'li yaşlarının büyük bir kısmını bu korkuyla geçirdi.

Hannah, yeni e-posta adresleri ve telefon numaraları almasına rağmen, takipçisi her seferinde izini bulmayı başardı. Zamanla, e-postalar tehditkar ve cinsel içerikli hale gelmeye başladı, o kadar ki evinden çıkamaz hale geldi.

Yaşadıkları, gazeteci Carole Cadwalladr'ın hazırladığı ve BBC'de yayınlanan bir podcast'e konu oldu. Bugün 32 yaşında olan Hannah, başından geçenleri ve hayatını karartan bu kişinin peşine düşmek için verdiği mücadeleyi tüm çarpıcılığıyla anlattı.

Hannah, 'Stalking' (ısrarcı takip) dediği durumda yalnızca sokağın karşısında duran birini düşünmekle kalmayıp, bunun sanal dünyada da yaşanabileceğini belirtti. "Hayatınızın her alanı sinsice kontrol altına alınıyor. Korkunç olan şey, yaşadıklarımın benim başıma gelmiş olması ama bu herkesin başına gelebilir, özellikle kırılgan durumdaki genç kadınlar için" dedi.

Hannah'nın kabusu 2015 yılında Londra Moda Haftası sırasında bir 'selfie' çektiği anda başladı. Henüz 23 yaşındaydı. Yüksek prestijli bir mücevher markasında staja başlamıştı ve tam o esnada tanımadığı bir adamla karşılaştı. 40'lı yaşlarının sonlarındaki bu adam, Hannah'ya kendisinin önemli bağlantıları ve deneyimleri olduğunu anlattı. Hannah, bu kişinin adının Kin Hung olduğunu öğrendi.

Kin, Hannah'yı VIP bir salona davet etti ve burada bir selfie çekildiler. Bu ostensif görüşme, Hannah'nın hayatındaki daha büyük sorunlar için sıfır noktasına dönüşecekti. Hannah, bu tanışmanın hemen ardından bir grup tuhaf kişinin e-posta yoluyla kendisiyle iletişim kurmaya başladığını fark etti.

Nisan 2016'da Kin'den gelen e-posta, onun kız arkadaşı olduğunu belirten biri tarafından gönderildi. Yanlış anlamalar üst üste gelmeye başladı ve buna dair bir dizi garip mesaj almaya devam etti. Hannah, Kin'den gelen değişen ilişkisel dinamikleri sorguladı.

Hannah, sağlık sorunları nedeniyle Sri Lanka'dan Birleşik Krallık'a döndüğünde, Kin ona çok bağlı kalmaya devam etti. Fakat Kasım 2017'de Kin'in bir kez daha hack'lendiğini açıkladığı bir e-posta aldı. Hannah olayları önemsemedi ama Kin'in gerginliği artmıştı.

Kin'in Hannah'yı Florida'daki bir sanat festivali için davet etmesi, ilişkilerinin dönüm noktası oldu. Ancak Hannah'nın ailesi bu durumu endişeyle karşıladı. Bu seyahat sırasında kimlik bilgilerini siber saldırganlarla paylaşan Kin, büyük bir sorun haline gelecekti.

Hannah'nın günlük yaşantısında şiddetli bir şekilde devam eden cyber saldırılar, öncelikle e-posta mesajları ve tehditler ile ilerledi. Değişik sahte hesaplar açılarak, Hannah'nın sosyal medya etkileşimleri bile ifşa edilerek yönetilmeye çalışıldı.

Hannah, yaşadıklarını anlatmak için podcast oluşturma kararı aldı. Podcast'in başlaması ile birlikte saldırılar bir anda tamamen durdu, bu durum Hannah'nın büyük bir rahatlamasına yol açtı. Bu deneyim, Hannah'nın yaşamı boyunca etkisinin izlerini taşısa da, mücadeleye rağmen kendini kurtarmanın yolunu bulduğunu gösteriyordu.

Bu olaylar, siber saldırıların tehlikesinin sadece bir kişinin değil, toplumun genel olarak karşılaşabileceği büyük bir sorun olduğunu hatırlatıyor. Hannah'nın hikayesi, sanal dünyada karşılaşılan tehditlerin ciddiyetini ve kadınların güvenliği konusunda daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.