Dünya

Korkutan Gerçek! Deprem Titanik'in Enkazının Üstünde Gerçekleşti!

2024-11-19

Yazar: Hatice

Depremler, yeryüzünde büyük yıkımlara ve can kayıplarına yol açarken, iletişim hatları da bu doğal afetlerde ciddi zarar görebiliyor. 18 Kasım 1929'da Newfoundland açıklarında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki Grand Banks depremi, sadece karada değil, okyanusun derinliklerinde de büyük hasarlara sebep oldu. Depremin merkezinin okyanus tabanında yer alması, deniz tabanındaki telekomünikasyon kablolarının da hasar görmesine yol açtı. Bu durumda, tarih boyunca kesintiye uğramış ve yeniden onarılarak iletişimin sağlandığı birçok olaydan biri daha gerçekleşmiş oldu.

Deprem sırasında yaşananlar, insanları derinden etkileyen büyük bir felaketti. O sırada okyanus tabanında meydana gelen heyelanlar, Newfoundland kıyılarındaki iletişim hatlarını kopardı. Bu olay, o dönemdeki telekomünikasyon sisteminin güvenliğine ciddi bir darbe vurmuştu. Kayıpların boyutu, hem can hem de iletişim kaybı açısından oldukça kaygı vericiydi.

SONRASI HÜSRAN, YENİLİKLER GETİRDİ

1929'daki deprem sonrası, iletişim sağlanamadığı için yardım çalışmalarında büyük gecikmeler yaşandı. Ancak bu felaket, telekomünikasyon altyapısında yeniliklerin yapılmasına da zemin hazırladı. 1952 yılında gerçekleştirilen araştırmalar, deprem sonrası kaybolan kabloların yerini bulmak için yapılan çalışmalarla deniz altındaki heyelanların ilk kez belgelenmesini sağladı. Bilim insanları, bu büyük felaketten çıkarılan derslerle birlikte büyük depremlerin etkilerinin daha doğru bir şekilde değerlendirilmesine yönelik çalışmalara yöneldi.

HANGİ ÖNLEMLER ALINDI?

Günümüzde, deniz altı kablolarının onarımları oldukça karmaşık bir süreçtir. Ancak modern teknolojilerle, iletişim hatlarındaki arızalar hızla giderilebiliyor. Özellikle derin denizlerde meydana gelen arızalara karşı birçok şirket devreye giriyor. Örneğin, Global Marine şirketi, deniz altındaki kablo onarımlarını gerçekleştiren önemli bir firma olarak bilinmektedir. Şirket, her yıl 150 ila 200 hasar raporluyor. Ancak, bu sayı 1.4 milyon kilometre uzunluğundaki kablo ağına oranlandığında oldukça az kalıyor.

Titanik'in enkazının da bulunduğu alan, 1985'te Robert Ballard tarafından keşfedildi. Titanik, 1929'daki depremin merkezine oldukça yakın bir mesafedeydi. Yani, bu felaket günümüzde bile hala gündemde olan titanikin mistik hikâyelerine yeni bir boyut ekledi. Uzmanlar, Titanik enkazının, deniz tabanındaki tarihsel afetlere ve iletişim kayıplarına tanıklık ettiğini belirtmektedirler.

Görünüşe göre, bu yıkıcı depremler sadece geçmişte yaşanmış olaylar olmayacak; gelecek için de önemli dersler çıkarılacaktır. Bu tür felaketlerin olasılığını azaltmak ve önlemler almak için çalışmalar devam etmelidir. Unutmayalım ki, doğanın gücü karşısında alacağımız önlemler, gelecekte hayat kurtarabilir!