Bilim insanları, ünlü kaşif Kristof Kolomb’un kalıntılarının kaynağını 500 yıllık bir gizemden sonra nihayet aydınlattı. İspanya'nın Sevilla Katedrali'nde bulunan kemikler üzerinde yapılan DNA analizleri, bu kalıntıların kesin olarak Kolomb'a ait olduğunu doğruladı.

Adli bilimci Miguel Lorente'nin liderliğindeki araştırma ekibi, yaklaşık yirmi yıl süren çalışmalar sonucunda bu büyük keşfi gerçekleştirdi. Kemiklerin DNA'sı, Kolomb'un oğlu Hernando ve kardeşi Diego'nun kalıntılarıyla karşılaştırıldığında, bu bulgunun doğruluğu kesinleşti. Kolomb’un bedeni, 1506'daki ölümünden sonra birkaç kez yer değiştirmişti. Birçok kaynak, onun Dominik Cumhuriyeti'nde gömüldüğünü iddia ediyordu; ancak bu yeni veriler, bu tezleri geçersiz kıldı.

Araştırma, sadece Kolomb'un kalıntılarını doğrulamakla kalmadı, aynı zamanda onun kökeni hakkındaki tartışmalara da ışık tuttu. Kolomb'un kökeniyle ilgili birçok teori vardı; bunlar arasında İtalyan, İskoç, Katalan veya Yahudi olabileceğine dair spekülasyonlar bulunuyor. Bu konudaki kesin sonuçlar ise yakında yayımlanacak bir belgeselde gün yüzüne çıkacak.

Kristof Kolomb, 1492'de Avrupa'dan Asya'ya ulaşmak amacıyla yola çıkan İtalyan bir kaşifti. Harekete geçen seferleri, Amerika kıtasında Avrupa keşiflerinin başlamasına ve dünya ticaretinin şekillenmesine büyük katkı sağladı. Ancak Kolomb'un mirası hâlâ tartışmalı; bazıları onu büyük bir kaşif olarak görürken, diğerleri onun eylemlerinin yerli halklar üzerindeki yıkıcı etkilerini vurguluyor.

Bu keşif, modern DNA teknolojisinin tarihi araştırmalardaki önemini bir kez daha ortaya koydu ve çok uzun zamandır merak edilen bir tarihsel gizemi aydınlattı. Kolomb'un kalıntılarının kimliğinin doğrulanması, sadece tarihsel değil, aynı zamanda kültürel bir anlayış değişimini de tetikleyebilir. Kolomb'un mirası, onun keşiflerinin ötesinde, dünya tarihinin şekillenmesinde hayati bir rol oynamıştır ve bu konudaki tartışmaların sürmesi muhtemeldir.