İş

Küresel Enflasyonun Arkasındaki Arz Şokları ve Etkileri

2024-10-07

Yazar: Mehmet

Son dönemlerde, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (WB) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından hazırlanan küresel ekonomik raporlarda, küresel enflasyonun seyrine dair iki ana konu öne çıkıyor. İlk olarak, küresel arz şoklarının devam edeceği gerçeği. Bu durum, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, ekonomi yönetimlerinin üretim maliyetlerini yönetim konusunda daha tedbirli olmasını zorunlu kılıyor. İkinci olarak, küresel virüs salgını sonrası hizmetler sektöründe hâlâ aşılmamış bir 'fiyat katılığı' sorunu bulunuyor. Bu durum, 'iki siyah kuğu' olarak adlandırılan Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın yanı sıra, İsrail'in Orta Doğu'daki gerginlik yaratma çabalarıyla artan küresel ve bölgesel jeopolitik gerilimlerin bir sonucudur. Bu tür olaylar küresel arz şoklarını tetikliyor.

Enerji taşımacılığındaki zorluklar ve aksaklıklar, özellikle Avrupa'daki doğalgaz fiyatlarındaki dalgalanmalar ve elektrik üretimindeki değişimler, orta ve düşük gelirli kesim ile KOBİ'leri derinden etkileyen bir durum yaratıyor. Avrupa'da artan iş gücü maliyetleri, Almanya gibi ülkelerde otomotiv sektöründe fabrikaların kapanma tehdidiyle birleşince ciddi bir sinyal vermekte. Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin liderliğindeki ekibin hazırladığı ve Avrupa'nın rekabetçiliğini sorgulayan rapor da bu koşullarda dikkat çekici bir belge olarak öne çıkıyor.

Bir diğer önemli konu, Kovid-19'dan sonra hâlâ toparlanamayan küresel lojistik ağındaki sorunlardır. Örneğin; Singapur'dan Los Angeles'a kadar olan limanlarda yükleme ve boşaltma işlemleri bir buçuk aya kadar uzanabilmekte. Küresel ölçekte artan navlun ve lojistik maliyetleri, bölgeler arası çatışmalardan kaynaklanan rota değişiklikleriyle beraber katlanarak büyümekte. Dolayısıyla, Türk tarımı ve gıda sektörü için bu durum oldukça kritik bir hale geliyor.

Son olarak, enerji üretimleri, kritik mineraller ve stratejik emtialara olan talep, küresel jeopolitik rekabetin en önemli kaynaklarından biri haline geldi. Petrol, doğalgaz, zenginleştirilmiş uranyum, çip ve batarya gibi kritik maddelerin tedarikinde yaşanabilecek krizler, sadece fiyatların artışına yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda tedarik zincirinin de sarsılmasına neden olabilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin yerli doğalgaz, petrol, kritik mineral ve diğer stratejik emtia üretiminde atılımlar yaparak, küresel jeopolitik çatışmalara karşı milli ekonomimizi koruyacak önlemler alması büyük önem taşıyor. Bu tür adımlar, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını artırmak ve küresel piyasalardaki dengesizliklere karşı dayanıklılığını güçlendirmek için kritik bir rol oynayacaktır.