
Küresel Güçlerin Orta Asya'daki Yeni 'Büyük Oyunu': Nadir Toprak Elementleri
2025-03-24
Yazar: Ali
Uluslararası raporlar, Orta Asya'da; Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan ve Moğolistan'dan oluşan yedi ülkenin, dünyadaki en büyük nadir toprak elementleri rezervlerine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, özellikle ABD ve Çin tarafından uzun zamandır bilinse de, son gelişmeler bu rezervlerin önemini ciddi şekilde artırdı.
Nadir toprak elementlerinin modern teknolojideki rolü ve temiz enerji geçişindeki katkısı, bu rezervleri uluslararası ilginin odak noktası haline getirdi. Çoğu zaman bu nadir elementlerin başlıca sağlayıcısı olan Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Batı yaptırımları neticesinde nadir toprak elementlerini Batı'ya tedarik etme konusunda azalmaya gitti. Bu durum, ABD ve Batı ülkelerini Orta Asya'daki bu rezervlere alternatif kaynaklar aramaya zorladı.
Diğer yandan, Orta Asya ülkeleri, Batı'nın bu sektöre ilgi göstermesiyle birlikte, bölgede kontrolü artırma niyetindeler. Orta Asya'nın, geçmişte petrol ve gaz satışından elde ettikleri gelirlerin yanında nadir toprak elementlerine olan ilgisi de artıyor. Ancak, bu ülkeler tek başlarına bu rezervleri işleyebilecek kaynaklara ve teknolojilere sahip olmadıkları için iş birliği yapmaya ihtiyaç duyuyorlar.
Böyle bir ortamda, Orta Asya'daki rekabet, Çin, Rusya, ABD ve Batı'nın birbirleriyle girdiği yeni bir güç mücadelesine dönüştü. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan ve Moğolistan'daki araştırmalar o kadar yoğunlaştı ki, birçok kurumsal düşünce kuruluşu bu durumu, geçmişte Rusya ve İngiltere arasındaki "Büyük Oyun" ile karşılaştırıyor.
Ancak bu 21. yüzyıldaki "Büyük Oyun", çok daha geniş bir katılımcı grubuna sahip. Orta Asya ülkelerinin temsilcileri, bölgedeki nadir toprak elementlerinin geliştirilmesi amacıyla sık sık diğer ülkeleri davet ediyor. Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'nın bölgedeki etkisinin azalmasını fırsat bilen Çin ve Batı, bölgede yeni bir rekabet ortamı yaratmaya çalışıyor.
Uluslararası raporlara göre, Çin, özellikle Kırgızistan ve Tacikistan'da nadir toprak madenciliğinin büyük bir kısmını kontrol ediyor ve Afrika'daki hakimiyetini bu bölgeyle pekiştirmek için ciddi yatırımlar yapıyor. Jamestown Foundation'a göre, Çin’in sadece son üç yılda yaptığı yatırımlar onlarca milyar doları buldu.
Raporlara göre, Çin aynı zamanda, jeopolitik alanda artan nüfuzunu güçlendirmek için bu yatırımlarını çeşitli anlaşmalarla da destekliyor. Bununla birlikte, Rusya da bu rekabetin içinde yer alıyor fakat Ukrayna savaşının getirdiği baskı nedeniyle daha zor bir durumdalar. Rusya, Batı’nın bölgedeki etkisini sınırlamak için Çin'in nadir toprak elementleri konusundaki müdahalesini destekliyor.
Fakat Kremlin, nadir toprak piyasasına yeni oyuncuların girmesinin fiyatları düşüreceğinden ve bunun Rus ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratacağından endişeli. Bu bağlamda, Rusya hala Orta Asya ülkeleri üzerindeki nüfuzunu koruma çabasında, özellikle de petrol ve doğalgaz geliştirme konusuna odaklanmış durumda.
Batı'nın nadir toprak elementleri arayışı, Moskova'nın çıkarlarına ters düşerken, Batı'nın "yeni sömürgeciliği" olarak değerlendirilmesi, bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Nadir toprak elementleri ise Orta Asya hükümetlerine güç verirken, aynı zamanda bölgeleri dış müdahalelere karşı daha kırılgan hale getiriyor.
Son dönemde Trump’ın açıklamalarıyla tekrar gündeme gelen nadir toprak elementleri mücadelesinin, Orta Asya’yı da kapsayacağı ve yakın zamanda dünya gündeminde daha fazla yer alacağı aşikar. Uluslararası düzeyde gelişmelerin takibi ile birlikte, bu stratejik kaynakların denetimi için verilen mücadele, bütün yenilikleri ve tehditleri beraberinde getirebilir.