Mahkeme, Feridun Düzgün'ün savunmasını kabul ederek, hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Düzgün, uzun süredir devam eden bir hukuki mücadele sonucunda adaletin yerini bulduğunu ifade etti. Hükümetin uygulamalarının, bireylerin temel haklarını tehdit ettiğini vurgulayan Düzgün, 'Bu karar, sadece benim için değil, benzer durumda olan herkes için bir umut ışığıdır' dedi.

Düzgün’ün yaşadığı durum, birçok insanın haklarını ararken karşılaştığı zorlukların bir yansıması. Çoğu zaman, bireylerin haklarının gaspedilmesi, çeşitli sebeplerle göz ardı edilebiliyor. Bu mahkeme kararı, hukukun üstünlüğü ilkesinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Uzmanlar, benzer davalarda, bireylerin hukuki süreçleri dikkatli bir şekilde yürütmelerinin ve haklarını savunmalarının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, bu tür kararların mahkemeler üzerindeki etkisi, toplumsal adalet arayışında yeni bir ivme kazandırabilir.

Feridun Düzgün'ün zaferi, daha geniş bir toplumsal hareketin parçası olarak görülebilir. İnsan hakları savunucuları, bu tür davaların artmasıyla birlikte, vatandaşların daha fazla hak talep edeceğini öngörüyor.