İş

Mars Sinemaları'nın Kurucusu Muzaffer Yıldırım, 8 Yıl Sonra Geri Dönüyor

2024-10-03

Sinemanın son bulduğu yönündeki söylemlere büyük bir itiraz geldi; bu itirazın sahibi ise sinema dünyasında uzun yıllardır tanınan bir isim, Muzaffer Yıldırım. Yıldırım, "Hayır sinema ölmüyor," diyor ve ekliyor: "Sinema pandemi öncesi konumuna dünyanın birçok yerinde geri döndü. Amerika ve Avrupa’da yüze 15 geride kalmış olmamız unutulmamalı, ancak Japonya, Çin ve Malezya gibi Asya ülkelerinde sinema daha iyi bir durumda. Yani sinema ölmüyor. Pandemi ve Hollywood’daki grev nedeniyle içerik sıkıntısı yaşandı. Üretim olmazsa sinema da olmaz. Çünkü sinemaya gitmezsin, filme gidersin. İçerik üretildiği ve fiyatlar optimize olduğu sürece sinema büyümeye devam edecek. Sinemanın geleceği açısından çok ümidim var."

Yıldırım, sinemadan beklentilerini 'umut'tan da öte bir yere taşımış görünüyor. Bir dönemde 1.000 salonun üzerinde bir ağa sahip olan Mars Sinemaları'nın kurucularından Yıldırım, sekiz yıl aradan sonra sinema işletmeciliğine dönüş yapıyor.

Yıldırım, 2016 yılında Mars'ı Koreli CGV grubuna sattıktan sonra yapımcılıkla uğraşmaya başlamış, yatırımlarını turizm alanında yoğunlaştırmıştı. Ancak bazı AVM işletmecilerinin sinema salonlarını kapatmaya hazırlıklandığı dönemden sonra sinema sektörüne geri dönmek için teklif aldığını belirtiyor: "Yıllarca onlardan kiralama yaptığım için AVM işletmecilerini iyi tanırım. Pandemi nedeniyle sinema kayboldu, Türkiye'de 400-500 salon kapandı. Dediler ki biz de salon kapatacağız ya da başka bir şey yapacağız, gel bu salonları sana verelim. Böyle başladık. Şu anda sekiz lokasyonda 70'in üzerinde salonumuz var. İş ismimiz Cinenova oldu. ‘Yeniden parlayan yıldız’ anlamında. Ama çok yakında ismimiz bir sponsor bankayla değişecek."

Yıldırım, sinema salonlarında yenilikler yapmayı planlıyor. "Mars’ın benim olduğum dönemlerdeki servis hizmet kalitesini geri getiriyoruz," diyen Yıldırım, asıl yeniliğin teknolojide olduğunu vurguluyor: "Dünyada sinema işinin en çok büyüdüğü bölüm 'deneyim'. Imax yeni bir lazer teknolojisine geçti ve görüntü, ses kalitesi süper. Dün Joker ile birlikte bu teknolojiyi göstermeye başladık. Yeni sinema salonlarımızın hepsine Imax koyacağımızı planlıyoruz."

Yıldırım, dünya genelindeki platformların sinemaya gitmeyi değil evde oturmayı teşvik ettiğine dair görüşlere katılmıyor. “Platformlar aslında yapımcının desteği,” diyor Yıldırım ve ekliyor: "Çünkü filmi çekiyorum, sinemaya çıkarıyorum, hatta çekerken filmi platforma satıyorum. Bu açıdan çok faydalı. Dünya genelindeki büyük stüdyolar büyük filmleri önce platformlara vermiyor. Çünkü hâlâ sinemanın gelirleri çok yüksek. James Bond için bir platformun yaptığı 800 milyon dolarlık teklifi reddedildi, pandemi sürecinde beklenildi, şimdi gösterime girdi."

Yıldırım, bazı alışveriş merkezlerinin salonlarını kapatarak ya da küçülterek hata yaptığını belirtiyor: "Her hafta 10-12 film vizyona çıkıyor. Biraz sabırlı olmaları lazım. Eski günlerine geri dönüyorlar. Geçen yıl deprem etkisiyle 35 milyonda kaldık ama en geç 2025'te Türkiye, pandemi öncesine çok yakın olacak. 2026'da 70 milyon seyirciyi geçeriz."

Yıldırım ve ekip arkadaşları, bilet fiyatlarını düşürmek için de çalışmalar yapıyor. "Şu anda bilet fiyatı pahalı. Mesela İstanbul, Ankara, İzmir daha çok cevap veriyor ama Anadolu 150-200 liralık bilet fiyatını kabul edemiyor," diyor.

Yıldırım, yapımcı olarak iddialı projelere imza atmaya hazırlanıyor. Gupse Özay ile birlikte üç ayrı projede yer alacaklarını söyleyen Yıldırım, ilk projelerinin 'Platonik Aşk' adlı sekiz bölümlük bir dizi olduğunu belirtiyor. Ayrıca, Özay ile bir film de çekeceklerini ve büyük bir sürpriz olarak bir animasyon projesinin üzerinde çalıştıklarını ifade ediyor. Bu animasyonun baş karakteri 'Gupi', Gupse Özay'ın çocukluğunu temsil ediyor ve dünya genelinde yayınlanacak.

Yıldırım ayrıca Feyyaz Yiğit ile bir film çekeceklerinin müjdesini verirken, Haziran ayında sete çıkacaklarını, muazzam bir senaryoyla çalıştıklarını vurguladı. Ayrıca, Çağatay Ulusoy ile Koca Yusuf'u 2025’te çekeceklerini ve Gök Türk filminin 40 dakikalık bölümünün de çekildiğini belirterek, Türkiye'nin en pahalı filmi olacak bu projenin 2025'te vizyona gireceğini açıkladı. Merve Dizdar ile de bir komedi filmi planladıklarını ekledi.