Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ne zaman başlayacağı konusu, iktisatçılar arasında ciddi bir tartışma yaratmış durumda. Son haftalarda açıklanan enflasyon rakamları, beklentilerin üzerinde geldiğinden, bu tartışmalar daha da alevlendi. Ekonomistler, artan enflasyon karşısında Merkez Bankası'nın daha uzun süre 'şahin' kalacağı görüşünü savunuyor.

Enflasyon düşürülmesi gerektiği vurgusu bir yandan yapılırken; diğer yandan ise yüksek faiz politikalarının reel sektörde yarattığı tahribattan dolayı, Merkez Bankası'ndan gevşeme bekleyen bir grup da mevcut. Bu iki görüş arasında bir denge bulmak, ekonomi yönetimi açısından büyük önem taşıyor.

Eylül ayı itibarıyla aylık enflasyon %2,97, yıllık enflasyon ise %49,38 düzeyine geriledi. Bu rakamlar, ekonomideki dalgalanmaları ve fiyatların nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor. Ayrıca, Tüik tarafından açıklanan mevsimsellikten arındırılmış enflasyon oranı da, Eylül ayında %2,8 olarak belirlendi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamların önemi, tüketici fiyatlarının daha gerçekçi bir resmini ortaya koymasıdır.

Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ne zaman başlayacağını kestirmek, birçok kritere bağlı. Başkan Fatih Karahan, enflasyon trendinde kalıcı bir düşüş ve enflasyon beklentilerinin Merkez Bankası'nın hedeflerine yaklaşması gerektiğini vurguladı. Bu kriterlerin gerçekleştirilmesi durumunda, faiz indirimleri gündeme gelebilir. Ancak, mevcut enflasyon belirsizlikleri, bu süreci karmaşık hale getiriyor.

Öngörüler, 17 Ekim'de Merkez Bankası'nın bir faiz indirimi sinyali verebileceği yönünde olsa da, bunun olup olmayacağı enflasyondaki somut gelişmelere bağlı. Eylül verileri, yukarı yönlü risklerin hâlâ yüksek olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası'nın kararları, öncelikle enflasyonun ana trendindeki gelişmelere ve piyasa beklentilerine dayanacak.

Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine başlaması amacıyla sağlıklı ve sürdürülebilir bir enflasyon trendine ulaşılması gerekiyor. Aksi halde, yüksek faiz politikaları, yalnızca geçici bir çözüm sunmakla kalacaktır. Ekonomik istikrarı sağlamak, hem Merkez Bankası'nın hem de hükümetin iş birliği ile mümkün olacaktır.