Bilim

Mühendislerin Dil Devrimi: Dilbilimciler ve Türkologların Sıra Dışı Çalışmaları

2024-10-12

Yazar: Mehmet

Mühendislik dünyasındaki bazı isimler, dilbilim ve tarih alanlarında da çığır açabilecek çalışmalara imza atıyor. Olcas Süleymanov gibi isimler, mühendislik kariyerlerini dilbilimle buluşturarak önemli eserler ortaya koydular. Diğer mühendisler arasında Adnan Atabek, Kazım Mirşan, Ünal Mutlu, E. Hayri Peker gibi isimler de kendilerini bu alanda göstermekte.

Ancak dilbilimciler ve Türkologlar arasında bu konuda çok az sayıda eser bulunmakta. Muazzez İlmiye Çığ, Osman Karatay ve birkaç diğer tarihçi dışında, çoğunluk medeni literatürü Batı'dan kopyalamakla meşgul. Atatürk döneminde bu konuda ciddi araştırmalar yapılmıştı, ancak zamanla bu çalışma ruhu kayboldu. Anadolu’da antik yazıları Türkçe okumaya çalışanlar var fakat akademik destek bulmakta zorlanıyorlar.

Peki, neden mühendisler bu alanda bu kadar üretken? Onlar, dilbilimcilerin aksine, işlerini gereği olarak ince ve fonksiyonel dillerle ilgileniyorlar. İşte bunun birkaç nedeni:

1. Mühendisler, meslekleri gereği çok daha işlek ve işlevsel bir dil zekasına sahiptirler. Fiziğin, matematiğin, kimyanın ve elektroniğin karmaşık kodlarını ve bağlantılarını anlarlar. Bu da dili çözümlemeyi basit hale getirir.

2. Dilbilim dogmaları tarafından zehirlenmemişlerdir. Yani, akademik çevrelerin dar kalıplarından uzak bir anlayışla çalışmaktadırlar. Örneğin, “Türkler bu makinayı asla yapamaz” gibi bir kalıba sıklıkla karşılaşmazlar. Fakat, “Türkler kültürel kavramları bulmuş olamaz; bunları başka dillerden almıştır” gibi yaygın dogmalara aşina değillerdir.

Mühendislik ile dilbilim birleştiğinde, engin bir keşif alanı açılıyor. Olcas Süleymanov’un eserleri, geleneksel bilimin sınırlarını zorlayarak önemli bilgi kaynakları olarak kabul edilmektedir. Süleymanov, bilim amatörlerinin bazen yanlış anlaşılmalara neden olduğunu söylüyor: "Bilim dünyası, birçok büyük yetenek için gerçeğin peşinde koşmayı engelleyen kurallarla dolu. Gerçeklere erişim için bağımsız bir akıl yürütmeye ihtiyaç var."

Sonuç olarak, mühendisler neden bu alanda daha üretken? Belki de içeriden gelen kısıtlamalar ve dogmalara kapılmamaları onlara bu özgürlüğü sağlıyor. Mühendisler, dilbilimcilerin ve Türkologların artan bağımsız zekalarını kanıtlamak için şimdi harekete geçmelidirler. Gerçek bilime gerçekten hizmet etmeleri vakti gelmedi mi?

Kaan Arslanoğlu'nun yeni kitabı "Avrupa Dillerinin Gizlenen Kökü: Türkçe" üzerine yapılan eleştiriler de bu tartışmayı ateşliyor. Bu konudaki eleştiriler, okuyucuları sorgulamaya ve düşünmeye teşvik ediyor. Türkiye’deki dilbilimçi ve Türkologların ötesinde mühendislerin ve diğer disiplinlerden gelen uzmanların nasıl daha yenilikçi fikirlere imza attığı dikkat çekiyor.