Gazeteci Murat Yetkin, İsrail'in, 'savunmasız kalan' Suriye'ye ağır darbeler indirdiğini vurguladı. 9 Aralık'ta düzenlenen hava saldırılarında İsrail, Lazkiye limanında Suriye’ye ait savaş gemileri ve tekneleri hedef alarak büyük bir hasar verdi. 10 Aralık sabahı, İsrail Ordu Radyosu, bu operasyonun Suriye'nin askeri altyapısının büyük ölçüde yok edildiğini duyurdu. Yetkin'e göre vurulan hedefler arasında askeri depolar, komuta merkezleri, silah üretim tesisleri, askeri uçaklar ve gemiler bulunuyor.

Yetkin, bu operasyonun ABD'nin bilgisi, onayı ve koordinasyonunda gerçekleştiğini ifade etti. Türkiye'nin de İsrail kadar aktif olmasa da rejim değişikliği fırsatını değerlendiren ülkeler arasında yer aldığını belirtti. Ankara'nın desteklediği Suriye Milli Ordusu, PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgelerden Münbiç'e kadar ilerleyerek PKK'nın Fırat'ın batısındaki etkisini kırdı.

Başka bir önemli gelişme ise, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar sorununun hafifletilmesi konusunda yaşanan olumlu değişikliklerdir. Türkiye, sığınmacıların geri dönüşünü desteklerken aynı zamanda uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor. Bu çabalar, hem Türkiye’nin iç siyasi dinamiklerini etkilemekte hem de bölgedeki istikrarı sağlamak adına önemli bir madde olarak değerlendiriliyor.

Yetkin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, Beşar Esad rejiminin devrilmesini kutlarken 'intikamcı olmaması' ve 'kapsayıcı bir yaklaşım' çağrısı yaptığını da hatırlattı. Bunun, Suriye'deki Aleviler, Kürtler ve Türkmenler gibi etnik ve mezhepsel gruplara nasıl bir yansıma yapacağı, yeni yönetimin bu gruplara ne kadar temsil hakkı vereceği ise belirsizliğini koruyor.

Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta, Suriye'deki güç dengesinin yeniden şekillenmesi sürecinde, radikalizmin hakim olması durumunda ülkede daha büyük sorunların baş gösterme ihtimalidir. Eğer Alevi Esad ailesi, radikal Sunni grupların etkisi altına girerse, bu durum Suriye'nin geleceği için riskli ve tehlikeli bir senaryo oluşturabilir.