Bilim

Musluk Suyundaki 'Tanımlanamayan Madde' Keşfedildi! Bilim Dünyası Endişeli

2024-11-24

Yazar: Zeynep

Amerikalı bilim adamları, yıllardır kullandığımız musluk suyunda 'kloramin' isimli dezenfektanın yanı sıra tanımlanamayan bir madde keşfetti. Bu buluş, yıllar boyunca milyonlarca insanın tükettiği suyun içindeki gizli tehlikeleri bir kez daha gündeme getirdi.

Klor, musluk suunun dezenfekte edilmesinde yaygın olarak kullanılıyor; ancak bazı çalışmalar, klorun mesane ve kolon kanserlerine, düşük doğum ağırlığına ve bebeklerde zayıf gelişime yol açabileceğini gösteriyor. Bunun üzerine alternatif koruyucular su dezenfektanlarının içine eklenmeye başlandı.

Bilim insanları, kloraminin son 40 yıldır ne kadar tehlikeli olduğunu sorgularken, Science dergisinde yayımlanan bir makalede, 'monokloramin' ve 'dikloramin' arasındaki ayrışma sonucunda 'kloronitramit' iyonunun oluştuğu açıklandı. Yapılan bu araştırmalar, henüz ne derecede toksik olduğu net olarak bilinmeyen bu yeni madde hakkında büyük belirsizlikler taşıyor. Perspective yazarlarından Daniel McCurry, “Kloronitramit iyonunun toksisitesi konusunda henüz kesin bir bilgiye sahip değiliz, fakat tahminler bunun tehlikeli olabileceğini gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Musluk suyundaki dezenfektanların oluşturduğu potansiyel tehlikeler nedeniyle, artık daha güvenli alternatiflerin arayışına girilmesi gerektiği vurgulanıyor. McCurry, “Su arıtımındaki gelişmeler, 20. yüzyılın ilk yarısında ABD’de yaşam beklentisinin artmasında büyük rol oynadı. Bu artışın büyük bir bölümü dezenfeksiyondan kaynaklanıyor. Ancak, dezenfeksiyon yan ürünlerinin daha düşük tehlikeler oluşturması amacıyla bazı yöntemlerden vazgeçmek düşünülemez.” şeklinde ifade etti.

Avrupa’daki birçok ülke ise içme suyu dezenfektasyonunda ozon kullanmaya başladı. UV ışığı ile suyun temizlenebileceğine dikkat çeken McCurry, bu yöntemlerin suyu arıtırken herhangi bir kalıntı bırakmaması gerektiğini belirtti. Klor ve kloraminler, ozon ve UV ışığına göre daha uzun süre suda kalmayı sürdürerek çeşitli zararlara yol açabiliyorlar.

Arkansas Üniversitesi’nden Julian Fairey, yayımlanan araştırmanın ardından, “Tanımlanamayan bu ürünün on yıl önce keşfedilmiş olması, önceki analizlerin eksik bilgiler ve teknik sınırlamalar yüzünden başarısız olduğunu gösteriyor.” dedi.

Güney Carolina Üniversitesi'nden araştırmacı Susan D. Richardson, kloronitramit iyonunun etkilerini derinlemesine incelemek gerektiğini vurguladı. Ülkeler, klor ekleyerek suyun içindeki bakteri ve virüsleri yok etmenin yanı sıra, tifo ve kolera gibi hastalıkların yayılmasını önlemek için büyük çaba harcayarak halk sağlığını korumaya çalışıyor. Ancak bazı Amerikalı firmalar, musluk sularındaki klor ve kloramin seviyelerinin güvenli olup olmadığını sorgularken, birçok insan evlerindeki arıtma cihazlarından faydalanarak bu tehlikeleri en aza indirmeye çalışıyor.

Tüm bu gelişmeler, içme suyunun güvenliği konusunda endişeleri artırmakta ve halk sağlığını korumak için daha yenilikçi ve güvenli arıtma yöntemlerine gereksinim olduğunu açıkça ortaya koymakta.