Dünya

Netanyahu'nun Hizbullah'a Karşı Ayaklanma Çağrısı: Lübnan Halkı Yanıt Verecek mi?

2024-10-09

Yazar: Hatice

İsrail, Lübnan'ın güneyine düzenlediği kara harekatını genişletirken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu direkt olarak Lübnan halkına seslendi ve "Lübnan’ı Gazze benzeri bir yıkımdan kurtarmak için elinizde bir fırsat var," dedi.

Netanyahu, Hizbullah'ın en zayıf anından faydalanarak, Lübnan halkının savaşa son vermesi için isyan etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ancak bu çağrı, birçok Lübnanlı için iç savaş tehlikesini artıran bir tehdit olarak algılandı. BBC Arapça Servisi’nden Carine Torbey, Netanyahu'nun bu çağrısını "bir iç savaşa davetiye çıkarmak" olarak değerlendirdi.

Netanyahu'nun konuşması, birçok Lübnanlı için seçeneklerin oldukça karamsar olduğunu ortaya koydu. Söz konusu seçenekler arasında Gazze gibi bir yıkıma uğramak veya iç savaşın içine sürüklenmek bulunuyordu.

İsrail, Lübnan halkını Hizbullah'a karşı ayaklanmaya teşvik ederken, Hizbullah'a karşı muhalefet eden gruplar bile Netanyahu'nun çağrısını felakete yol açacak bir adım olarak yorumlamaktalar. Lübnan'da, Hizbullah'ın iç politikasıyla çatışan birçok grup olmasına rağmen bu grupların birleşmesi, kanlı çatışmalara yol açma ihtimalini artırıyor.

Lübnan’ın geçmişi, 1975-1990 yılları arasında süren iç savaşın yaralarını hâlâ taşımakta. Bu dönemde, birçok topluluk arasında yaşanan derin çatışmalar, ülkenin demografik yapısını değiştirmişti. Neticede, Lübnanlılar ihtiyaç duydukları siyasi istikrarı bir türlü sağlayamadı.

Hizbullah’a karşı muhalefet, Lübnan’daki Sünni, Dürzi ve Hristiyan grupların yanı sıra, İran destekli Şii örgütlere karşı da bir tepki olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte, Hizbullah’ın siyasi müttefikleriyle olan tarihsel ilişkileri de bu karmaşık durumu etkiliyor.

Eski dönemlerde, Hizbullah, Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) gibi büyük Hristiyan partileriyle pragmatik bir ittifak içindeydi. Ancak şu an, çatışma ortamında, bu tür ittifakların kanlar içinde kalması muhtemel görünüyor.

Öte yandan, Hizbullah'ın "devlet içinde devlet" şeklinde hareket etmesi, ülkedeki sosyal ve ekonomik istikrarsızlığın kaynağı haline gelmiş durumda. Bu durum, Lübnan’ın toplumsal dokusunu daha da zayıflatırken, İsrail'in etkili stratejileriyle birleştiğinde, dış güçlerin müdahalesi olasılığını artırıyor.

Sonuç olarak, Netanyahu’nun çağrısı, iç savaşın tehlikesine işaret etmesi açısından birçok Lübnanlı tarafından kaygıyla karşılandı. Lübnan, tarihsel bir kırılma noktasında duruyor; ya iç savaşa sürüklenecek, ya da yeniden bir araya gelerek istikrarı bulmaya çalışacak. İzlemeye devam edeceğiz.