Ülke

New York Belediye Başkanı Eric Adams'ın Rüşvet Davasında Türkiye ile İlgili Şok Edici Gelişmeler: Rüşvet Küçük Mü, Yoksa Sorun Asıl Burada Mı?

2024-09-29

New York Belediye Başkanı Eric Adams, rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya. Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna açıklanan iddianame, Adams'ın 2021 seçim kampanyası sırasında Türk hükümetinden aldığı destek ile bağlantılı yolsuzlukları içeriyor. FBI tarafından Brooklyn Belediye Başkanlığı döneminden bu yana izlenen Adams, bu süreçte dijital izleriyle dikkat çekmiş. Ancak, eğer birkaç itirafçı olmasaydı, bu kadar açığa çıkarılması zor bir dava olarak kalabilirdi.

İddianameye göre, Adams'ın rüşvet almasına neden olan danışmanının itirafçı olmaya karar vermesi önemli bir gelişme. Bu danışmanın, Adams’a yönelik Türkiye ile ilişkilendirilmiş rüşvet ödemeleri hakkında bilgileri savcılığa ilettiği anlaşılıyor. Bu durum, rüşvet iddialarının ne denli derinlere gittiğinin bir göstergesi.

Yalnızca iddianamenin derinlemesine incelenmesi gerektiğini belirtmekte fayda var. Ülkenin en önemli şehirlerinden birinin Demokrat Belediye Başkanı hakkında böyle bir soruşturmanın yapılması, yargı içinde bazı güç savaşlarının ve siyasi hesaplamaların olduğunu gösteriyor.

Öne çıkan başka bir detay, geçmişte New York Başkonsolosu olan Reyhan Özgür ile Adams arasındaki yakın ilişki. Özgür'ün Adams’ın seçim kampanyası sürecinde Türk toplumu ile etkileşimde bulunduğu ve Türkiye’nin önemli kişileriyle olan bağlantıları, bu iddiaların daha da derinleşmesine neden oldu. Türklerin rüşvetle ilişkilendirilmesi bir anlamda işin çığırından çıkmasına neden olabilir.

İddianamede, Türkler ‘unindicted conspirator’ olarak adlandırılmış; yani resmi olarak suçlanan kişiler değil, ama soruşturma kapsamında olayın içine çekilen kişilerdir. Bu durumda, Türk yetkilileri ve iş insanları hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkabilir. Özellikle Adams’ın geçmişte yaptığı seyahatlerde, Türk hava yolları gibi kurumların kendisine sağladığı hizmetlerin olup olmadığı merak konusu.

Dahası, Adams'ın Türkiye'ye yönelik tutumunun gelişimine dair başka soru işaretleri de var. Rüşvetin küçük olduğunun düşünülmesi, Türkiye'deki yolsuzluk ve rüşvet faaliyetlerini normalleştirmeye yönelik bir adım olabilir. Sonuçta, Adams ile ilişkilerin bir al-ver ilişkisi olarak değerlendirilmesi, Türk hükümetinin beklentilerini gündeme getiriyor.

Bir diğer ilginç detay ise, Adams’ın daha önce kutlama mesajları yayınladığı Ermeni Soykırımı gibi önemli bir olayda tutum değiştirme durumunun, Türk hükümetiyle olan ilişkileri sarsabileceği. Bu noktada, Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik ilişkilerin etkisi göz ardı edilmemeli.

Son olarak, Sezgin Baran Korkmaz'ın bu süreçte nasıl bir rol oynadığı dikkat çekiyor. Adams ile Korkmaz arasındaki ilişkilerin, rüşvet iddiaları açısından daha fazla tartışma yaratabileceği öngörülüyor. Korkmaz’ın kampanya sürecinde Adams’a en az 50 bin dolar bağış yapma teklifinin ardında yatan nedenlerin örtülmemesi, soruşturmanın daha fazla derinleşmesine sebep olabilir.

Tüm bu gelişmeler, yerel ve uluslararası medyada geniş yankı bulurken, ABD hükümetinin içindeki dinamiklerin de bir yansıması olarak görülmeli. Adams’ın durumu, sadece New York için değil, Türkiye ile olan ilişkilerde de yeni bir tartışma başlatma potansiyeline sahip.