Pazartesi akşamı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın verdiği gururla tanıştığım bir sanatçıyla buluştum. Refik Anadol'un 220 metrekarelik devasa dijital sanat eserini görmek benim için unutulmaz bir deneyim oldu.

Akbank, Sabancı Center'ın girişine yerleştirmek üzere Refik Anadol'dan muazzam bir eser istemiş. Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, bunun “Türkiye’nin ilk kalıcı yapay zeka sanat eseri” olduğunu vurguladı. Eser, bankanın arşivleri üzerinden oluşturulan bir dijital tabloyu içeriyor. Her bir piksel, o arşive ait bir veriyi temsil ediyor ve bu durum sergiyi gerçeği yansıtan bir enstalasyon haline getiriyor.

Refik Anadol’un eserinde 60 milyon pikselin üzerinde veri yer almakta. Bu devasa ekran, dünyanın en büyük üçüncü kalıcı eseridir. MOMA'daki ekranlardan daha küçük olsa da, Las Vegas'taki 360 derece kükresel ekranların alanını geride bırakıyor.

Eserin teknolojik alt yapısı, Çin merkezli Absen şirketi tarafından sağlanırken, Tayvan'dan getirilen çiplerle desteklenmiş. Anadol, bu süreci bizzat takip etmiş ve teknik detayları incelemiş.

Dünya çapında tanınan bir sanatçının eserini oluşturmuş olması, Türkiye için büyük bir gurur kaynağı. Refik Anadol’un Los Angeles'taki atölyesinde 10 farklı dili konuşan geniş bir ekip çalışmakta. Sanat eserleri, milyonlarca veri kümesiyle sanatsal bir form kazanıyor.

Tören sonrası, Harvard Üniversitesi'nde karaciğer hücresinin çekim sürecinden bahsedildi. Anadol, o görüntüyü nasıl dönüştürdüğünü de paylaştı. Bu hücre fotoğrafından ortaya çıkardığı eser, sanatseverleri kendine hayran bırakmış durumda.

Dijital sanatta dikkat çeken bir diğer eser “Akbank Anıları” adını taşırken, burada daha somut görüntüler barındırıyor. Sakıp Sabancı ve Erol Sabancı’nın görüntüleri de bu dijital parçada yer alıyor.

Refik Anadol’un "Yapay Zeka Veri Heykelleri" de sergide yer aldı. Bu eserler, geleneksel heykel anlayışının dışında, dijital verinin somut bir forma dönüşmesiyle elde edilen göz alıcı çalışmalardır. Aynı zamanda, "Mercan Rüyaları" isimli eser, deniz altının muazzam güzelliklerini gözler önüne seriyor, harika bir koreografi ile dijital dönüşüm sağlıyor.

Serginin açılışı, İstanbul iş ve sanat dünyasında bir sezon açılışı niteliği taşıyordu. Ancak, medya dünyasından katılım oldukça düşüktü. Siyasi arenada yer alan isimlerin etkinliği kaçırdı gözlemlendi.

Gecenin sürprizlerinden biri Serenay Sarıkaya'ydı. Kendisi, şıklığı ve zarafeti ile dikkat çekerken, sanat camiasındaki etkisini bir kez daha hissettirdi.

Refik Anadol’un eserinin açılışından sonra, Davet İstanbul’da eğlenceli bir gece yaşandı. Gecenin müziği, "Epik Şov" adındaki bir ikili tarafından gerçekleştirildi ve dinleyicilere müzik ziyafeti sundu.

Refik Anadol’un genç eşine duyduğu saygı, izleyenleri etkileyen bir başka detaydı. Efsun Erkılıç, yaptığı işlerdeki başarısıyla dikkat çekiyor.

Sonuç olarak, bu sergi sadece sanatsal bir etkinlik değil, aynı zamanda Türkiye’nin dijital sanat alanındaki büyümesini ve uluslararası düzeydeki tanınırlığını artıran bir adım olarak tarihe geçecek.