Yerel yetkililer, İsrail'in Hizbullah'a bağlı bir sağlık merkezine düzenlediği saldırı sonrasında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta dokuz kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bu saldırı, bölgedeki gerilimin daha da tırmanmasına neden olurken, İsrail'in İran'a yönelik planlarının da su yüzüne çıkmasına sebep oldu.

İran'ın topraklarına 200 balistik füzeyle saldırma kapasitesine sahip olduğu düşündürülüyor ve bu durum, özellikle İran'ın kritik petrol tesislerini hedef alabileceği endişelerini artırıyor. Uluslararası petrol pazarlarında bu gerilim, fiyatların yükselmesine yol açabilir ve bu da küresel enerji krizini daha da derinleştirebilir.

ABD Başkanı Joe Biden, Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail'in İran petrol tesislerine yönelik potansiyel bir saldırısını destekleyip desteklemeyecekleri konusunda net bir yanıt vermezken, "Bunu tartışıyoruz" dedi. Biden'in bu sözleri, petrol fiyatlarının artmasına ve piyasaların dalgalanmasına yol açtı. Önceki bir açıklamasında Biden, İsrail'in İran'ın nükleer programına yönelik bir saldırısını desteklemeyeceklerini belirtmişti. Ancak bugün gelen haberlerle birlikte bu tutumunun değişip değişmeyeceği merak konusu oldu.

Pentagon sözcüsü yardımcısı Sabrina Singh, Biden yönetiminin, İsrail ile ABD arasında olası bir misilleme adımına yönelik görüşmelerin devam ettiğini ve henüz bir karar alınmadığını ifade etti. Ayrıca, G-7 ülkeleri dünkü ortak açıklamalarında, bölge ülkelerini sorumlu ve itidalli davranmaya çağırdı. G-7'nin açıklamasında, "Tehlikeli bir saldırı ve misilleme döngüsü, Orta Doğu'da kimsenin çıkarına olmayan kontrol edilemez bir tırmanışı körükleme riski taşımaktadır" ifadesi yer aldı.

Bu olayların bir başka önemli yönü, enerji fiyatlarının yükselmesiyle birlikte ekonomik istikrarın da tehdit altında olması. Analistler, bölgedeki gerginliğin devam etmesi halinde, petrol fiyatlarının 100 doları aşabileceği öngörüsünde bulunuyor. Uzmanlar, bunun yalnızca enerji piyasalarında değil, dünya genelinde enflasyon ve ekonomik büyüme üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini vurguluyor. Bu durumda, hem hükümetler hem de şirketler, krizin etkilerini en aza indirmek için acil önlemler almak zorunda kalabilirler.