DUVAR - Son 15 aydır devam eden İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarıyla birlikte, ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes ve rehine takası anlaşması sağlanması hususunda 'gerçek bir ilerleme' kaydedildiğini belirtti. Bu süreçte, Polonya'nın Auschwitz toplama kampının Nazilerden kurtarılışının 80. yıl dönümü dolayısıyla başbakanlık makamı tarafından yapılan açıklamalarda, Netanyahu'nun Polonya'ya gittiğinde Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından çıkarılan tutuklama kararının uygulanıp uygulanmayacağı merak konusuydu.

Polonya hükümeti, 9 Ocak Perşembe günü yaptığı açıklamada, "İsrail'in en üst düzey temsilcilerinin törene özgür ve güvenli bir şekilde katılmasının sağlanacağını" ifade etti. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Netanyahu'nun törende tutuklanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istemişti. Duda'nın talebine dair yapılan açıklamada, Netanyahu'nun bu yılki etkinliklere katılımı hakkında henüz resmi bir yanıt verilmediği belirtildi.

Biden, Gazze'deki ateşkes ve rehine takası müzakereleri hakkında umutlu olduğunu ifade etti. Beyaz Saray'da yaptığı basın brifinginde, "Bir rehine takası anlaşması yapabileceğimizden umutluyum. Bu konuda gerçek bir ilerleme kaydediyoruz," dedi. Ancak, Filistinli kaynaklar, ABD, Mısır ve Katar tarafından yürütülen görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini, ancak bu ilerlemenin henüz bir anlaşma ile sonuçlanmadığını vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Usame El Hamdan, Cezayir'de düzenlediği basın toplantısında, "İsrail ile yapacağımız esir takası anlaşmasının uygulanacak kuralları var ve bu kurallara göre hareket etmek zorundayız. Ancak bir anlaşma olmaksızın esirlerimizi geri alamayız," diyerek durumu netleştirdi.

Filistin Dışişleri Bakanlığı, Gazze'de yaşanan kriz için Papa Franciscus'un ateşkes çağrılarını tekrar gündeme getirerek, bölgedeki insani durumun ciddiyetine dikkat çekti. Papa'nın, Filistin halkına uygulanan insani felakete karşı sergilediği duyarlılığın memnuniyetle karşılandığı bildirildi.

Gazze'deki çatışmalar sürerken, uluslararası toplumun bu duruma gösterdiği tepkiler ve çözüm arayışları, bölgedeki insani durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İnanılmaz insan kaybı ve yıkım ortamında, barış için atılacak adımlar gün geçtikçe daha da kritik bir önem taşıyor.