Bilim

Psikoloji Profesöründen Şok Açıklama: Hayal Gücünde Sesler Kayboluyor!

2024-12-21

Yazar: Ahmet

ANAURALİA NEDİR?

Anauralia, insanların zihinlerinde belirli sesleri hayal etme yetisinin yokluğu anlamına gelir. Bu durum, bir köpeğin havlaması veya etrafındaki diğer sesleri zihinsel olarak canlandıramama ile karakterizedir.

Anauralia, görsel hayal gücünden yoksun olma durumu olarak bilinen afantazi ile ilişkilendirilirken, toplumun sadece %1'ini etkiler. İlginçtir ki, bu durum aslında dikkat seviyesinin artması gibi bazı potansiyel faydalar da sağlayabilir.

Auckland Üniversitesi'nden Psikoloji Profesörü Tony Lambert, bu konunun özellikle yazarlar, müzisyenler ve şairler için yaratıcı süreçte önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Lambert, 'Beyin hayali sesleri nasıl üretiyor veya üretemiyor? Bu, sanatçılar için yaratıcı sürecin anahtarı olabilir.' diyerek interdisipliner bir bakış açısının önemini vurguluyor.

SESSİZ ZİHİNLERİN ÖTESİ

Konferansta yalnızca sessiz zihinler değil, aynı zamanda 'hiperauralia' olarak adlandırılan durumu yaşayan bireyler de ele alınacak. Hiperauralia, insanların zihinlerinde bir senfoniyi tüm ayrıntılarıyla yeniden canlandırabilme yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor.

ARAŞTIRMA VE KATILIMCILAR

Anauralia deneyimi yaşayan Auckland Üniversitesi öğrencisi Sang Hyun Kim, başkalarının hayali sesleri duyma fikrini 'tuhaf' bulduğunu ifade ediyor ve bu alandaki araştırmalardan büyük heyecan duyduğunu belirtiyor. Konferansta, bu durumların psikolojik ve yaratıcı etkileri de masaya yatırılacak.

Son yıllarda işitsel imgeler, görsel imgeler kadar ilgi görmemiş olsa da, Lambert bu durumun değişmekte olduğuna inanıyor. Afantazi kavramını ilk ortaya atan bilim insanı Adam Zeman ile tanıştıktan sonra bu konuyla ilgilenmeye başladığını söyleyen Lambert, 'Artık sessiz bir iç dünyanın ne kadar yaygın olduğuna dair iyi cevaplarımız var. Ancak bunun psikolojik etkilerini anlamak daha uzun sürecek.' diyor.

Bu konferans, bilimin yanı sıra sanat ve felsefe alanlarını da bir araya getirerek, sessiz zihinlerin ve canlı işitsel imgelerin insan deneyimine etkilerini anlamak açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bu tür nadir zihinsel yapıların, yaratıcı süreçlere ve insan algısına nasıl etki ettiğini anlamak büyük bir ilgi odağı olmaya devam ediyor. Bu konular üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerektiği ve gelecekte sanatçıların bu tür deneyimlerinden nasıl yararlanabilecekleri üzerine kafa yorulması gerektiği gerçeği, konferansın önemi bir kez daha gözler önüne seriyor. Sesler kayboluyor, ama hayal gücünün sınırlarını zorlamak konusunda hala çok şey var!