Eğlence

Refik Anadol'un Sanatında Karaciğer Hücresi: Dijital Sanatın Geleceği

2024-10-09

Yazar: Elif

Pazartesi akşamı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gururunu hissederek, dünyaca ünlü dijital sanatçı Refik Anadol ile tanıştım. Akbank'ın Sabancı Center'da yer alan devasa eserini izleme şansı buldum. Akbank, bu yapıtı sanatseverlerle buluşturmak için harika bir adım atmış.

Refik Anadol, 220 metrekarelik bu dijital ekranda dört farklı eser üretmiş. Bu eserlerden ilki, Akbank arşivlerinde yer alan fotoğrafların ve bilgilerin taranmasıyla oluşturulmuş bir canlı tablo. Dijital bir canlandırma ile gerçeküstü bir enstalasyon haline dönüşen bu eser, Türkiye'nin ilk kalıcı yapay zeka sanat eseri olarak kaydedildi. Eserin her pikseli, bankanın arşivine ait bir veriyi temsil ediyor.

Bu devasa ekran, dünya çapında üçüncü en büyük kalıcı sanat eseri olarak lanse edilmektedir. Las Vegas'taki 360 derece küresel ekranla karşılaştırıldığında daha küçük olsa da, Refik Anadol'un bu eseri; MOMA'daki ekranlardan daha büyük. Bu durum, Türkiye'deki dijital sanat alanındaki önemli bir gelişmeyi temsil ediyor.

Tören sonrasında Refik Anadol'a, Harvard Üniversitesi'ndeki karaciğer hücresinin fotoğraflandığı projenin hikayesini sordum. Anadol, bu projenin nasıl ortaya çıktığını ve hücrenin fotoğrafının dijital sanat eserine dönüşmesini detaylı bir şekilde anlattı. Bu süreç, tam altı ay sürmüş ve sonuç olarak oldukça etkileyici bir eser yaratılmış. Ziyaret etme şansı bulduğum bu sanat eseri, izleyiciye bir hücrenin içine girme hissi veriyor.

İkinci eser ise ‘Akbank Hatıraları’ adını taşıyor ve daha somut görseller sunuyor. Sakıp Sabancı ve Erol Sabancı'nın dijital gözle görüntülendiği anlar, izleyiciye duygusal bir yolculuk sunuyor. Refik Anadol'un yapay zeka veri heykelleri de eserler arasında yer almakta. Bu çalışmalar, dijital sanatın sınırlarını zorlayarak yeni formlar ve ifade biçimleri yaratıyor.

Dördüncü eser ‘Mercan Rüyaları’, deniz altının rengarenk dünyasını yansıtan bir gösteri. Bu eserler, Akbank'ın genel merkezinin girişinde sürekli olarak sergilenecek. Refik Anadol'un çalışmaları, sadece birer sanat eseri olmanın ötesinde, teknolojinin sanatla buluştuğu önemli bir noktayı temsil ediyor.

Torenin ardından, İstanbul'un sanat ve iş dünyası açısından sezon açılışı olarak değerlendirilmesi de dikkat çekici. Bu tür etkinliklerdeki katılımcıların, bir zamanlar çok önemli figürler olmuş 'kurucu babalardan' oluşmaması, değişen bir dönemi işaret ediyor.

Gecenin sürprizlerinden biri ise, Serenay Sarıkaya'nın zarafeti oldu. Etkileyici bir performansla göz kamaştırdı. Ayrıca, davetteki sanatçılar ve iş insanları, dijital sanatın yükselişini kutlayarak İstanbul'un kültürel havasını zenginleştirmiş durumda.

Sonuç olarak, Refik Anadol'un çalışmaları, sanatseverler için sadece görsel bir şölen sunmuyor, aynı zamanda yapay zeka ve dijital dünyanın sunduğu olanakların potansiyelini de gözler önüne seriyor.