Rusya ve Türkiye'nin Stratejik Ahengi: Yeni Bir Dönem Mi Başlıyor?
2024-12-29
Yazar: Mehmet
Giriş
Rusya, 2015 yılında Suriye'ye askeri müdahale gerçekleştirdiğinde bu hamlesinin arkasında üç önemli jeopolitik hedef bulunduğunu ortaya koydu. İlk olarak, 2014'te Kırım'ın ilhakı sonrası Batı'nın uyguladığı izolasyonu aşmayı amaçlıyordu. İkincisi, Suriye'yi bir katalizör olarak kullanarak Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra azalan Rus nüfuzunu Ortadoğu'da yeniden artırmayı hedefliyordu. Üçüncüsü ise DEAŞ'a karşı Batı ile aynı cephede yer alarak, Hristiyanların koruyucusu rolünü üstlenmek ve Rusya'yı Batı'ya Hristiyan değerlerin son kalesi olarak sunmaktı.
Stratejik Hedefler ve Sonuçları
Rusya, bu üç stratejik hedefini başarıyla gerçekleştirmişti. Fakat Esad'ın devrilmesi, bu başarılara gölge düşürme ihtimali taşıyor. Kremlin, bu prestij kaybını avantaja çevirecek fırsatlara sahiptir. Zira Rusya'nın Suriye müdahalesi, aslında Ukrayna ile bağlantılıydı. Kremlin, Kiev'deki Maidan protestolarını 2010'daki Arap Baharı'nın ve 2000'lerde Sovyet sonrası ülkeleri sarsan 'renkli devrimler'in bir uzantısı olarak algılamaktaydı.
Batı İle İlişkiler ve Askeri İşbirliği
Putin, Batı'nın Rusya'yı kuşatmayı planladığına inanarak, Suriye'ye müdahaleyi DEAŞ ile savaşa endeksleyerek üzerindeki baskıyı azaltmayı başardı. Suriye müdahalesinin ardından Türkiye, Körfez ülkeleri, Avrupa ve ABD, Kırım'ın ilhakından sonra ilk kez Rusya ile askeri iletişim kanalları kurdu. Bu durum, Rusya’nın yeniden öne çıkmasını sağladı.
Askeri Destek ve İlişkiler
Rusya, Esad'a S-300 füzeleri teslim etti ve ilişkilerini derinleştirdiği İran'a da S-300'lerden sattı. Bu askeri destek, bölgede Sünni güçlerle olan ilişkilerde gerginliğe neden olsa da, Türkiye ile stratejik ilişkileri bozulmadı. Türkiye'ye S-400 füzeleri satıldı.
Türkiye İle Stratejik İlişkiler
Putin, 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında durarak, nükleer santral ve enerji anlaşmaları imzaladı. Aynı zamanda Mısır, Katar, Yemen, Irak ve BAE ile stratejik ilişkiler kurmayı başardı. Suudi Arabistan ile petrol politikalarında Batı'ya karşı ortak bir strateji oluşturacak kadar yakınlaştı.
Küresel Etkiler ve BRICS
Suriye savaşında elde ettiği kazanımları, Putin dünya genelinde yeni bir pozisyona taşımaya çalıştı. Çin, Hindistan, Vietnam, Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeler, Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımları tanımadı. BRICS, küresel cazibe merkezi haline geldi.
Barış Süreci ve Gelecek Adımlar
Ancak, Esad'ın Suriye'de barışı kaybetmesi, Rusya'nın küresel jeopolitik kazanımlarını tehlikeye atabilir. Putin, bu nedenle tedbir almak için Türkiye ile koordineli hareket etmeye başladı. Bu hamleler, Suriye’nin Rusya için ikinci Afganistan olmasını önlemeye yönelikti.
Sonuç ve Değerlendirme
Sonuç olarak, Halep’in alınmasıyla birlikte Rusya, Suriye'de daha sağlam bir zemin oluşturmuş ve uluslararası alanda yeniden güçlenme çabalarını hızlandırmıştır. İran gibi ideolojik bir perspektif izlemeyen Rusya, önceliğini bölgesel ve küresel jeopolitik dengelere vermiştir.
Gelecek İlişkiler ve Stratejik Ahenk
Bu nedenle, Suriye'deki geçici hükümet ile Rusya, yeni dönemde de ilişkilerin süreceğini duyurdu. Dolayısıyla, Rusya askeri üslerini korumaya devam edecek gibi görünüyor.
Büyük resme baktığımızda, Baas rejiminin oluşturduğu stratejik yükten kurtulan Rusya’nın, dikkatini Ukrayna cephesine ve Türkiye ile ilişkilerini derinleştirmeye vereceği anlaşılıyor. Kuşkusuz, Rusya ve Türkiye'nin yakaladığı stratejik ahenk, yeni Suriye düzeniyle birlikte hemen her alandaki ilişkileri daha da güçlendirecektir. Peki bu ortaklık, bölgesel istikrarı sağlama noktasında ne denli etkili olacak?