Teknoloji

Savunmada Milli Hamle: Artık Türkiye Üretiyor, Dışa Bağımlılık Tamamen Bitecek

2024-10-15

Yazar: Zeynep

Türkiye, savunma alanındaki atılımları ve geliştirilen milli çözümler sayesinde savunma harcamalarını Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranla düşürmeyi başardı. Bu durum, ülkenin savunma kapasitesini arttırırken, ekonomiye de önemli bir katkı sağladı. Türk savunma sanayisindeki 'millileşme' süreci, birçok askeri teknolojinin yurt içinde üretilmesine olanak tanıyıp dışa bağımlılığı önemli ölçüde azalttı.

Özellikle insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA), zırhlı kara araçları, milli gemiler, füzeler ve radar sistemleri gibi birçok stratejik ürün artık yerli kaynaklarla üretiliyor. Bu projelerin başını Bayraktar TB2, Bayraktar Akıncı, Anka ve Aksungur gibi İHA/SİHA projeleri çekiyor. Bu projeler, mühimmat, füze, silah sistemleri, milli gemiler ve askeri kara araçlarıyla güçlendiriliyor.

Yerli üretim, aynı zamanda ithalat maliyetlerini büyük ölçüde düşürerek stratejik özerklik sağladı. Türkiye, 1970-1979 yılları arasında askeri ve savunma harcamalarının %50'sinin ithalattan oluştuğu günlerden, 2000'li yılların başında bu oranı %10’un altına çekmeyi başardı.

Savunma sanayisinde yerlilik oranı da kayda değer bir artış gösterdi. 2002 yılında %20 olan bu oran, 2023 yılı itibarıyla %75-80 seviyelerine yükseldi. Bu gelişme, hem dış alımların maliyetini düşürmekte hem de yerli firmaların teknoloji üretim kapasitesini artırmakta önemli bir rol oynamaktadır.

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye'nin savunma ihracatı da bu süreçte 2002 yılındaki 250 milyon dolardan 2023 yılında 5,5 milyar dolara çıktı. Bu durum, yerli üretimin ülke ekonomisine sağladığı katkının büyüklüğünü de gözler önüne serdi.

Yerli ve milli teknolojilerin artması, maliyetleri düşürmekle kalmadı, aynı zamanda Türkiye'nin savunma sanayisinde daha bağımsız bir aktör olmasını sağladı. Milli teknolojilerin geliştirilmesi, envanterdeki kritik sistemlerin dışa bağımlılığını azaltarak, ulusal güvenliğin güçlenmesine katkıda bulundu.

Ayrıca, yerli üretimle elde edilen teknolojiler, Türkiye'nin savunma ihracatını artırarak ülkeye döviz kazandırdı ve ekonomik büyümeye önemli bir katkı sağladı. Savunma sanayi projeleri, Türkiye'nin askeri, ekonomik ve teknolojik gelişimine katkıda bulunurken, bu alandaki işletme ve istihdam sayısını da olumlu yönde etkiledi.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) verilerine göre, Türkiye, 2000'li yılların başında savunma harcamalarını artırarak bölgesel ve küresel etkisini güçlendirmeye çalıştı. Ancak, yerli savunma sanayisinin gelişimi ile birlikte, askeri harcamaların ekonomik büyümeye oranı yıllar içinde düştü.

Örneğin, 2001 yılında Türkiye'nin savunma harcamaları 7,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu rakam aynı yıl Türkiye'nin GSYİH'sının %3,6'sına karşılık geliyordu. Yüksek oranda dışa bağımlılık nedeniyle savunma sanayisinin bütçesini zorladığı o yıllardan, bugünlere gelindiğinde Türkiye, savunma harcamalarını 17 milyar dolara çıkarmasına rağmen, bu harcamaların GSYİH'ya oranını %1,5'a kadar çekmeyi başardı.

Sonuç olarak, Türkiye'nin savunma sanayisindeki milli hamleleri, hem ulusal güvenliği güçlendirirken hem de ekonomik kalkınmayı desteklemektedir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası arenada daha bağımsız ve etkili bir aktör olmasına zemin hazırlamaktadır.