Felç, epilepsi ve diğer nörolojik hastalıklarla mücadelede umut vaat eden beyin implantları, şimdi bambaşka bir tehlikeyle gündeme geldi.

Case Western Reserve Üniversitesi'nden bilim insanları, bu implantların sonrasında beyin dokusunda bakteri tespit etti. Elde edilen bulgular, bu bakterilerin iltihabi yanıtları tetikleyerek implantların uzun vadeli başarısını olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

Araştırma, saygın bir bilim dergisi olan Nature Communications'ta yayımlandı ve bu alandaki tasarımları köklü bir şekilde değiştirebilecek potansiyele sahip.

Bağırsaktan Beyne Uzanan Tehlikeli Yol

Araştırmada fare beyinlerine yerleştirilen mikroelektrotlar incelendi. Bilim insanları, bu beyin dokularında bağırsak kökenli bakterilere ait DNA izlerine rastladı. Bu durum, implant yerleştirildiğinde “kan-beyin bariyerinde” oluşan hasarın bakterilere geçiş izni verdiğini gösteriyor. Araştırmanın baş yazarı George Hoeferlin, "Bu bulgu, beyin implantları üzerindeki araştırma anlayışımızı tamamen değiştirecek," dedi. Daha önce yapılan çalışmaların yalnızca bağışıklık sisteminin implantlara verdiği tepkiye odaklandığını, ancak bakterilerin de bu sürece aktif bir şekilde katıldığını vurguladı.

Antibiyotikler Geçici Çözüm

Farelerde uygulanan antibiyotik tedavisi, bakteriyel bulaşmayı azaltarak cihazların performansını iyileştirmiş olsa da uzun süreli antibiyotik kullanımının zararlı olduğu belirlendi. Ayrıca, beyinde tespit edilen bazı bakterilerin Alzheimer, Parkinson ve inme gibi ciddi nörolojik hastalıklarla ilişkili olduğu biliniyor. Üniversitenin inovasyon başkan yardımcısı Prof. Jeff Capadona, "Bu sonuçlar, yalnızca iltihabı bastırmakla kalmayıp, bakterilerin beyne girişini tamamen engelleyecek kalıcı çözümler geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor," dedi.

Capadona'nın laboratuvarı, şimdi araştırmayı genişleterek hidroensefali gibi durumlarda kullanılan ventriküler şantlar gibi farklı beyin implantlarındaki bakteriyal etkileri de inceliyor.

Klinik Gerçeklik: İnsanlarda da Görüldü

Araştırma ekibi, bir beyin implantı taşıyan insan gönüllülerinin dışkı örneklerinde de benzer bakterilere rastladı. Bu durum, bulguların yalnızca laboratuvar ortamına özgü olmadığını ve gerçek hayatta da etkili olabileceğini gösteriyor. Ancak, beyin implantları sahipleri için potansiyel tehlikeler henüz tam olarak anlaşılmadı.

Bilim insanları, önümüzdeki yıllarda bu konudaki çalışmaları derinleştirerek, beyin sağlığını koruma adına daha etkili önlemler almaya yönelik yeni yollar geliştirmeyi umuyor. Bu araştırmalar, nörolojik hastalıkların tedavisinde atılacak buluş ve yenilikler açısından büyük bir adım teşkil ediyor.