Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine dair yaşanan davada, iki sanığın tahliyesine duruşma savcısı itiraz etti.

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in trajik ölümü, Türkiye'de gündemi sarsmaya devam ediyor. Dava kapsamında, dosyası ayrılan sanık Serdar Öktem’in adli kontrol koşuluyla tahliye edilmesine ve beraat eden sanık Çağlar Zorlu'nun tahliyesine itiraz yapıldı.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada, savcı, Zorlu’nun Sinan Ateş’in adres bilgilerini Tolgahan Demirbaş'a ilettiği gerekçesiyle tahliye kararına karşı itirazda bulundu. Savcı, söz konusu sanıkların eylemlerinin niteliği ve işledikleri suçun ağırlığını vurgulayarak; "Adli kontrol tedbirleri yetersiz kalacaktır" ifadesini kullandı.

Tahliye talebi üzerine yapılan itirazda, "Tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan yargılanan Öktem’in, suçun vasfı ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığına işaret eden somut deliller ile cezai yaptırımlar göz önünde bulundurularak, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz olacağı ifade edildi.

Bu süreçte mahkeme salonunda dikkat çeken bir diğer husus, sanıklerin bulunduğu durumu değerlendiren savcının, Zorlu ve Öktem’in, yargılama sürecinde kaçma tehlikesinin bulunduğunu belirtmesiydi. Kamuoyunda büyük merak uyandıran bu davanın ilerleyen aşamalarında neler olacağı ise belirsizliğini koruyor.

Geçtiğimiz günlerde yapılan duruşmada, taraf avukatları arasında gerginlikler yaşanmış, bu olay mahkemede tartışmalara neden olmuştu. Sinan Ateş’in cinayet davası, Türkiye'nin siyasi ve sosyal dinamiklerini yeniden sorgulatan bir vaka olarak dikkat çekiyor.

Son günlerde sosyal medya üzerinden yapılan tartışmalar, olayın sadece ceza hukuku açısından değil, toplumsal bir mesele olarak da ele alınması gerektiğine dair yorumları arttırdı. Bu durum, hem ülkede hem de uluslararası alanda infial yaratan bir cinayet davasının nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz.