Her geçen gün, Türkiye'nin yargı sistemi üzerine geri dönen skandallar birbiri ardına gelmeye devam ediyor. Son olarak, "Gereği yapıldı" açıklamasıyla tutuklanan Ak Gençlik Ocakları Başkanı Ferhat Aydoğan ve kendisini Aydoğan'ın Özel Kalem Müdürü olarak tanıtan Ergin Vançin'in, iki ay süren cezaevinden sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı.

İçişleri Bakanlığı adı altında sahte kimlik kartları basarak dolandırıcılık yapmaya çalıştıkları belirlenen Aydoğan ve Vançin, sosyal medya üzerinden yapılan ihbar sonrası Adana ilinde gözaltına alındı. Adana Cumhuriyet Savcılığı, şüpheliler hakkında Nitelikli Dolandırıcılığa Teşebbüs, Belgede Sahtecilik ve Nüfuz Ticareti suçlarından soruşturma başlattı.

Ancak, sadece iki ay cezaevinde kalan Aydoğan ve Vançin, hemen ardından özgürlüğe kavuştu. Aydoğan’ın serbest kalmasından kısa bir süre sonra, 26 Eylül tarihinde Adana'daki bir arsayı kendi adıyla satış ilanı vermesi dikkat çekti. Babası Muzaffer Aydoğan, "Oğlum cezaevinden çıktı" sözleriyle tahliyeyi doğruladı.

Ferhat Aydoğan'ın üzerinde çakarlı araçlarla dolaşması ve yetkililerle çektiği fotoğraflarla dikkat çekmesi, kamuoyunda birçok soruya yol açtı. Daha önce suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın danışmanı olduğuna dair iddialar ortalıkta dolaşan Aydoğan, bu konuda Çakıcı'nın yaptığı açıklamada iddiaları yalanlamasına rağmen, toplumda hâlâ sağlam bir imajı var.

Yalnızca bu olaylar değil, Aydoğan'ın MHP'li siyasilerle ilişkilerinin de göze çarptığı biliniyor. 6 Şubat depremlerinin ardından Maraş'a giden Aydoğan, burada Orgeneral Arif Çetin ile görüşmesinin ardından sosyal medyada geniş yankı bulmuştu.

Bu iki ay süresince yaşananların ardından, kamuoyunun aklındaki soru ise: Bu tür dolandırıcılığı kolayca gerçekleştiren şahıslar, neden bu kadar hızlı bir şekilde serbest kalıyor? Devletin bu tür suistimallere karşı nasıl bir tedbir alacağı merak konusu.