Norveç'in soğuk rüzgarları altında yatan eski efsaneler Sverresborg Kalesi'ndeki bir kuyuda gün yüzüne çıktı. Arkeologlar, 1197 yılında hayatını kaybetmiş bir Birkebeiner savaşçısının iskeletine ulaştılar. Bu keşif yalnızca bir arkeolojik bulgu değil; Norveç tarihinin derinliklerine ışık tutan kadim bir efsanenin doğruluğuna dair çarpıcı bir kanıt! Bugün NTNU Üniversitesi Müzesi'nde sergilenen kalıntılar, 'Kuyunun Adamı' olarak bilinen figüre ait olabilir. Ayrıca bu kalıntılar, Viking dönemi içerisinde yaşanan kanlı savaşların yanı sıra o dönemin sosyal yapısını gözler önüne seriyor.

GÜCÜYLE ACIMASIZCA SALDIRILIYORDU

Kuyuda bulunan kemikler, Kral Sverre Sigurdsson'un destanı olan Sverris Saga ile doğrudan bağlantılı. Hikayeye göre, 1197 yılında Kral Sverre'nin düşmanları kaleye saldırarak ona destek veren birini öldürüp cesedini kuyuya atmışlar. Kuşkusuz, bu zalim stratejinin arkasında derin bir anlam yatıyordu.

Bu dönemde Birkebeinerler ile Baglerlar arasındaki çatışmalar sadece bir taht mücadelesi değil; aynı zamanda toplumun varlıklı ve yoksul kesimleri arasındaki uçurumu da simgeliyordu. Birkebeinerler, isimlerini yiyecekleri olan huş ağacı kabuğundan alırken, bu güçlü grup, yoksul köylülerden oluşuyordu. Baglerlar ise kilise ve soyluların desteğiyle Kral Sverre'nin hükümdarlığını yıkmak için tüm güçleriyle saldırmışlardı. 1197'de Sverresborg Kalesi'nin düşüşü, Norveç tarihinin karanlık dönemlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

'Kuyunun Adamı'nın kemikleri ve dişleri

GENETİK ARAŞTIRMALAR, 'KUYUNUN ADAMI'NI DOĞRULUYOR

Arkeologlar, 2014 yılından bu yana Trondheim'da gerçekleştirdikleri kazılarda, 7 metre derinlikteki bir kuyuya ulaştıklarında gözlerine inanamadılar. Kuyuda bulunan iskelet, üzerindeki taşlar sayesinde neredeyse bozulmadan korunmuştu. Yapılan genetik analizler, bu kişinin açık kahverengi veya sarı saçlara ve mavi gözlere sahip olduğunu, 30-40 yaşları arasında yaşamış olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, bu bireyin muhtemelen Norveç’in güneyinden geldiği bulunmuştur.

Uzmanlar, bu savaşçının hikayesinin bir efsane olmaktan çıkıp somut bir gerçek haline geldiğini belirtiyor. Genetik uzmanı Martin Ellegaard, "Efsaneler genellikle tarihle örtüşmez, ancak burada bilim ve tarih birleşerek harika bir öykü oluşturuyor" diyor.

1938'de bulunan 'Kuyunun Adamı'nın kalıntıları

NORVEÇ TARİHİNİN KANLI BİR DÖNEMİ

Bu keşif sadece bir adamın trajik sona erdiğini göstermiyor; aynı zamanda Orta Çağ Norveç’inin karanlık bir döneminin de bir yansıması! Cemaatin düşmanlarına karşı psikolojik bir yöntem olarak kullandığı bu acımasız eylem, su kaynağını kirletmenin yanı sıra, korku salmak amacıyla da gerçekleştirilmiş.