ABD merkezli New York Times'ın savunma alanında uzman isimlere dayandırdığı çarpıcı habere göre, Hizbullah'ın İsrail'e karşı kendi ürettiği füzeleri kullanmaya başladığı öne sürüldü.

İsrailli ve Batılı savunma yetkilileri, 2006 yılında yaşanan İsrail-Lübnan Savaşı sırasında Hizbullah tarafından ele geçirilen teknolojilerin, günümüzdeki çatışmalarda aktif olarak kullanıldığını ifade etti. Özellikle Spike tanksavar füzelerinin, tersine mühendislik gibi karmaşık süreçlerle üretildiği ve sahada etkili bir şekilde işe yaradığı belirtiliyor.

Hizbullah tarafından geliştirilen Almas adlı füzelerin, İsrail ile yaşanan son çatışmalarda aktif olarak kullanıldığı ve bu füzelerin, düşman iletişim sistemlerine ve hava savunma rampalarına ciddi tehdit oluşturduğu vurgulandı. Menzili yaklaşık 15 km olan Almas füzeleri, hedeflerini takip edebilme özelliği taşıyarak, etkili ve karmaşık saldırılar gerçekleştirebiliyor.

Orta Doğu silah analisti Mohammed Al-Basha, Almas füzelerinin bölgedeki güç dinamiklerini ciddi şekilde değiştiren bir unsur olduğunu belirtirken, İsrailli yetkililer, Hizbullah'ın bu tür silahları kullanmasının, İsrail'in kısa sürede mâl olmaktan kaçamadığı silah envanterinde büyük bir kayıp oluşturduğunu dile getirdi.

Hizbullah'ın kullandığı Almas füzelerinin, kara araçları, insansız hava araçları ve omuzdan ateşlenen sistemlerle fırlatılabileceği ifade ediliyor. Almas'ın etkisi, özellikle savaş alanında daha çok hissedilmeye başlandı.

İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonları devam ederken, oldukça dikkat çekici bir diğer gelişme de, İsrail ordusunun Gazze’nin güneyine doğru genişlettiği askeri koridorlar oldu. Bu koridorlar, bölge halkını tecrit etme amacı güden stratejik hamleler olarak öne çıkıyor.

Kissufim Koridoru, Gazze Şeridi'ne siyasi ve askeri müdahaleler için kritik bir nokta olarak yeniden açıldı. Bu gelişmelerin yanı sıra, bölgedeki insani durumun da giderek kötüleştiği gözlemleniyor. İsrail, Gazze’nin temel yollarını kapatarak, bölgedeki askeri kontrolünü güçlendirmek için yoğun bir sistematik çalışma yürütüyor.

Ayrıca, İsrail ordusunun son zamanlarda Gazze’nin kuzeyine başlattığı hava ve kara saldırılarının artışı, bu tür askeri stratejilerin daha da derinleşeceğini gösteriyor. Ortadoğu'daki bu gerilim dolu süreçte, uluslararası toplumdan gelen tepkilerin ve çözüm önerilerinin daha fazla önem kazanacağı düşünülüyor.

Sonuç olarak, hem Hizbullah'ın askeri stratejileri hem de İsrail'in Gazze'deki müdahalesi, bölgedeki çatışma dinamiklerini köklü bir şekilde etkiliyor. Anlaşma süreçlerinin ve ateşkese giden yolların dahi gerek Hizbullah gerekse İsrail'in elinde tuttuğu bu güçlü silah teknolojileri nedeniyle oldukça zor bir hale geldiği belirtiliyor.