Haber Merkezi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) obeziteyi, vücut kitle indeksinin 30 ve üzeri olmasıyla tanımlıyor. Bu durum, aşırı yağ birikimi ile karakteriz edilen, beslenme alışkanlıklarının kötü olması, hareketsizlik, genetik faktörler ve psikolojik durumlarla bağlantılı ciddi bir sağlık sorunu.

Obezite, diyabet, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, bazı kanser türleri ve diğer sağlık sorunlarının riskini arttırıyor. Tedavi süreci genellikle diyet, egzersiz, davranış değişiklikleri ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleyi içeriyor.

Türkiye, Obezite Artışında Üst Sıralarda!

DSÖ'ye göre, obezite artış hızının en yüksek olduğu ülkelerden biri Türkiye. 2060 yılında obezite oranının Türkiye'de yüzde 94'e ulaşması bekleniyor. Dikkat çeken bu istatistik, tüm dünyada bir sağlık krizi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Hızla Yükselen Obezite Oranı

Yakın zamanda yapılan bir araştırmada, 2060 yılı itibarıyla dünya genelinde obezite oranının yüzde 70, Türkiye'de ise yüzde 94'e ulaşması öngörülüyor. Türkiye'nin yanı sıra İspanya, Polonya, Almanya, Belçika, Estonya, Litvanya, Fransa ve Danimarka’da da benzer araştırmalar gerçekleştirilecek ve sonuçlar yapay zeka tarafından değerlendirilecektir.

İstanbul'da Önemli Toplantı

İstanbul'da, obezite konusunda Hipertansiyon ve Ateroskleroz Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Erdine, İspanya’dan Prof. Dr. Manuel Tena-Sempere ve Fransa’dan yapay zeka araştırmacısı Peter Atanasov'un katılımıyla bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, obezitenin artışını önlemek için eğitimciler, sağlık yetkilileri ve aileler için yapılması gerekenler ele alındı.

Her 4 Kişiden 1'i Obez!

Prof. Dr. Erdine, Türkiye'de obezite oranının yüzde 20 olduğunu ve bunun yanında yüzde 35'inin aşırı kilolu olduğunu belirtti. Daha da endişe verici bir durum ise, her 4 kişiden birinin obez olmasının yanı sıra, çocuklar ve ergenler arasında obezitenin görüldüğü oranların 1990-2022 arasında 4 kat arttığı bildirilmiştir.

Şeker Tüketimi ve Obezite İlişkisi

Araştırmalar, gıda endüstrisinin obezite üzerindeki baskın etkisini ortaya koyuyor. 30 yıl önce aşırı yağ tüketiminin daha fazla risk oluşturduğu söylenirken, günümüzde şeker tüketiminin obeziteye neden olan en önemli faktör olduğu vurgulanıyor. Uzmanlar, bu iki faktörün de obezite açısından önemli rol oynadığını belirtiyor.

Öte yandan, AB tarafından 10 milyon euroluk bütçe ile fonlanan bu araştırmanın, obezite ile mücadele için geleceğe dönük çözümler üreteceği düşünülmektedir. Obezite, gelecekte bir 'pandemi' haline gelirse, önleyici adımlar atmak için çok geç kalabiliriz. Bu sebeple toplumun tüm kesimlerinin bilinçlendirilmesi ve gerekli adımların atılması elzem hale gelmiştir.

Daha fazla bilgi ve gelişmeleri takip etmek için bizi izlemeye devam edin!