İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in danışmanı, İsrail'in Irana yönelik hava saldırılarını takiben 'içgüdüsel' bir tepki vermemeleri konusunda uyarıda bulundu. Danışman Ali Laricani, devlet televizyonuna verdiği demeçte, "İsrail çatışmayı İran'a taşımayı amaçlıyor. Tuzağından kaçınmak için akıllıca hareket etmeli ve içgüdüsel tepki vermemeliyiz" dedi.

İran ve İsrail arasındaki misilleme savaşında iki raundun geride kaldığı belirtildi. İran, 1 Ekim tarihinde 200 kadar balistik füze ile İsrail'e doğrudan saldırmış ve İsrail ordusu bazı askeri üslerin hasar gördüğünü kabul etmiştir. İsrail'in karşı saldırısı ise 26 Ekim'de gerçekleşti ve İran'daki birçok askeri üs hava saldırılarıyla vuruldu. Tahran, günlerdir İsrail'e yeniden misillemede bulunacaklarını tekrarlıyor.

UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele eden İsrail takımı Maccabi Tel Aviv, özellikle Beşiktaş maçının tarafsız sahada oynanması nedeniyle gündeme geldi. Perşembe akşamı, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da Ajax ile karşılaşan Maccabi Tel Aviv, 5-0'lık bir mağlubiyet aldı. Maç öncesi ve sonrası, yerel medyada çıkan olaylar büyük yankı uyandırdı. 10 taraftarın Filistin destekçisi göstericilerin saldırısına uğradığı bildirildi. Göstericiler 'Vahşi saldırı' şeklindeki başlıklarla haberlerde yer aldı.

Filistin yanlılarının İsrailli taraftarların pasaportlarını çaldığı iddia edildi, İsrail Dışişleri Bakanlığı ise iki taraftara hâlâ ulaşılamadığını duyurdu. Başbakan Binyamin Netanyahu, Hollandalı yetkililere isyancılara karşı hızlı bir şekilde harekete geçilmesi çağrısı yaparken, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog olayı 'özgürlük değerlerini savunan ülkeler için bir uyarı' olarak değerlendirdi.

Amsterdam'daki olaylar, Dışişleri Bakanlığı tarafından 'Yahudi karşıtı' ve 'barbar' olarak nitelendirildi. Bakan Gideon Sa'ar, olayların Avrupa ve dünya için ciddi bir alarm olması gerektiğini savundu. Faşist Bakan Itamar Ben-Gvir ise bu olayların Avrupa ülkeleri için 'radikal' Müslüman şiddeti hakkında bir uyarı olduğunu iddia etti.

İsrail'in BM'deki temsilcisi Danny Danon, yaşananların bir 'pogrom-kıyım' olarak nitelenmesi gerektiğini belirterek, İsrail'in savaştığı radikal terörizmin gerçek yüzünü gösterdiğini ve dünyanın artık uyanması gerektiğini vurguladı.

ABD'nin antisemitizmle mücadele özel temsilcisi Deborah Lipstadt, olayların korkunç bir şekilde 'kıyım' hatırlattığını ifade etti. Hollandalı aşırı sağcı siyasetçi Geert Wilders da olaya ilişkin yorumda bulunarak, Hollanda'yı 'Avrupa'nın Gazze'si' olarak tanımladı.

İsrail'in Amsterdam'da mahsur kalan taraftarlarını kurtarmak için iki özel uçak gönderdiği bilgisi geldi. Bir tarafın Filistin bayraklarını indirdiği ve Arap taksi şoförlerine saldırdığı videolar ortaya çıktı. Ayrıca, bazı İsrailli taraftarların polis korumasında Gazze Şeridi'nde 'soykırım' sloganları attıkları görüldü.

Video kayıtları, İsrail'in propaganda çabalarının boşa çıktığını gösterdi. Özellikle Times of Israel gibi yayın organları, İsrailli taraftarların görüntülerine yer vermek zorunda kaldı. ABD'deki siyasi gelişmeler, Gazze'deki savaşın gidişatını büyük ölçüde etkileyebilir. Donald Trump'ın yeniden seçilmesi ve Orta Doğu'daki tüm bu olaylara duyulan tepkiler, gelecek aylarda dikkatle takip edilecektir.

Artan tansiyon ve karmaşa, bölge ülkelerinin durumu ve ABD politikalarının sonucu olarak büyük bir belirsizlik yaratıyor. ABD'nin yeni liderinin yaklaşan döneminde, İsrail'in Gazze'deki gibi çatışmalara müdahale yöntemleri merak konusu olmaya devam ediyor.