Gazze Şeridi'ni kan gölüne çeviren ve yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgeyi enkaza döndüren savaş, bugün itibarıyla ikinci yılına girdi.

İsrail'in ana müttefiki olan ABD, savaşın başlangıcından itibaren devrede bulundu ve uçak gemilerini Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'ya konuşlandırdı. Washington, aynı zamanda Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes müzakerelerinde de arabulucu olarak görev yaptı. Ancak, Kasım ayı sonunda sadece bir hafta sürebilen geçici ateşkeste serbest bırakılan rehine ve mahkum sayısının yanı sıra, ardındaki müzakerelerin başarısızlığı dikkat çekti.

ABD yönetimi, İsrail'in masaya getirdiği ek şartları göz ardı ederek sürekli olarak Hamas'ın teklifini kabul etmesine odaklandı. İlk elde gelen bilgiler, savaş süresince ABD'nin İsrail'e 17.9 milyar dolarlık askeri yardım yaptığını ortaya koydu. Bu miktar, Brown Üniversitesi Savaş Maliyetleri Projesi'ne göre, Amerika'nın tarihinde verdiği en yüksek askeri yardım olarak kaydedilmiştir.

Yapılan araştırmalar, ABD'nin İsrail'e gönderdiği silahların büyük çoğunluğunun top mermileri, 2 tonluk sıhhiye delici bombalar ve hassas güdümlü füzelerden oluştuğunu belirtiyor. Ayrıca, Washington'un sağlayacağı şeffaflık nedenleriyle 17.9 milyar dolarlık harcamanın yalnızca bir kısmı görünür olmuştur.

Son 1 yılda, ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlar için 4,86 milyar doları doruk noktasına ulaşmış durumda. Bu harcama, Yemenli Husilere karşı başlatılan uluslararası görev gücünün masraflarını da kapsamaktadır.

ABD'nin 1959'dan bu yana İsrail'e yaptığı askeri yardım miktarı ise çeyrek trilyon doları geçmektedir ve bu bağlamda 251 milyar doları geçen silah hibesi, ABD'nin diğer ülkelerle olan yardımlar arasında en büyüğüdür.

Özel bir jetle Bağdat havalimanına gelen isimler, Irak'ın başkentine başarıyla ulaştı. Ancak, bu operasyon sırasında Irak'taki İran destekli lokal milislerin başındaki Kassem Süleymani, hedef alınarak öldürüldü.

Süleymani'nin yerine atanan İsmail Kaani'nin son durumu merak ediliyor. Lübnan’a seyahat eden Kaani ile irtibat kurulamaması, uluslararası medya tarafından geniş yankı buldu. Yapılan açıklamalarda, Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah'ın İsrail tarafından öldürüldüğü esnada Kaani'nin de bölgede olduğu bilgisi aktarıldı.

General Kaani'nin, Beyrut’ta son olarak görüldüğüne dair bilgiler mevcut. Ancak, son birkaç gündür kendisinden haber alınamamış olması şüpheyi körüklüyor. İran'ın resmi medya kanalları, Kaani'nin akıbetine dair çarpıcı sorular soruyor. Ayrıca, Kaani'nin Ayetullah Ali Hamaney'in katıldığı törenlerdeki yokluğu da dikkatleri çekti.

ABD'den Çin'e, Körfez ülkelerinden İngiltere'ye kadar Kaani'nin kaybolması uluslararası alanda büyük yankı yaratırken, New York Times gazetesi, Kaani'nin en son geçen hafta Beyrut'ta görüldüğünü duyurdu.

Hizbullah, Nasrallah’ın öldürülmesinin ardından önemli bir misilleme gerçekleştirmesi beklenen İran’ın, İsrail'e yapılan füze saldırılarını kabul etmesini talep ediyor. Geçmişte iki önemli işgal hedefi olan İsrail’i bu kez doğrudan hedef alan İran karşılıklı çatışmalarda büyük kayıplar yaşanmasına yol açtı. Bütün bunlar Orta Doğu'da yeni bir güncel kriz ortamı yaratma potansiyeline sahip.