Küresel kamuoyunun dikkatini çeken bir gelişme yaşandı. Birleşmiş Milletler'in (BM) kadın ve çocuklara yönelik yürüttüğü çalışmalardan sorumlu özel raportör Reem Alsalem, AA muhabirine verdiği röportajda, İsrail’in kadın ve çocukları hedef aldığına dair ciddi iddialarda bulundu. Alsalem, yalnızca Filistinli kadınların değil, erkeklerin de cinsel şiddete maruz kaldığını belirtti.

"Gazze'deki soykırımda üreme odaklı şiddet uygulanıyor," diyen Alsalem, kadınlara yönelik acımasız saldırılarla Filistin halkının üremesinin engellendiğini ifade etti. Yeni doğan çocukların ölüme terk edilmesi, hamile kadınların gıda ve suya erişimlerinin engellenmesi gibi durumların da söz konusu olduğunu sözlerine ekledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarla Gazze'de devam eden insani felaketin yol açtığı can kayıpları vurgulandı. Gazze'deki durumun bir yıllık süre zarfında üzerindeki tahribat ve krizlerin arttığını belirten yetkililer; insani yardımların engellendiği, barış umudunun giderek azaldığına dikkat çekti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze'de yaşanan durumun insani, siyasi ve diplomatik açıdan bir kriz yarattığını kaydederek, 7 Ekim'den önceki dönemin yaşanan sıkıntılara ek olarak yeni bir acı dönemi başlattığını vurguladı.

Hamas’ın Aksa Tufanı olarak adlandırdığı eylemlerle birlikte bölgedeki gerginliğin artmasının önüne geçmek için uluslararası toplumdan daha fazla destek ve ciddiyet talep edildi. Terör unsurları olarak gördükleri Hizbullah’a karşı ise İsrail’in planlarının uzun zamandır hazırlandığı bilgisi, ABD medyasındaki yansımalarla gündeme geldi.

New York Times gazetesi, İsrail’in İran’a karşı saldırı planının uzun yıllardır hazırlandığını ve bu saldırının asıl hedeflerinin nükleer tesisler olduğunu iddia etti. Bu tür operasyonların simülasyonlarının yapıldığı belirtilirken, ABD’nin İsrail’in bu tür saldırılarının arkasında durduğu da ifade edildi. Bu bağlamda, ABD Başkanı Joe Biden’ın yorumları dikkat çekti.

Gazze ve bölgedeki çatışmaların yayılması, Orta Doğu’nun geçmişteki birçok savaşın gölgesi altında kalmasına yol açtı. Bunun yanı sıra, Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Parlamentosu oturumunda da konu masaya yatırıldı.

Bölgedeki tüm tarafların ateşkes istemesi ve barışın sağlanması yönünde daha kararlı politikalar izlenmesi gerektiği vurgulandı. Uluslararası toplumun üst düzey yetkilileri, insan hakları ihlalleri ve insani yardım çağrılarına daha fazla yanıt verme konusunda hemfikir oldular.

Gelecek günlerin belirsizliği ve gerginliklerin artması, bölgedeki ülkelerin çıkmazda kalmasının yanı sıra, sivil halk üzerinde yaratılan tahribatlar da büyük endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Bu süreçte tüm ülkeler, toprak bütünlüğüne saygı göstererek çatışmanın sona erdirilmesi gerektiği konusunda mutabakat sağladı.