ABD ve Rusya arasındaki gerilim, Ukrayna üzerindeki savaşla birlikte giderek tırmanıyor. İki ay içinde görevini devredecek olan ABD Başkanı Joe Biden'ın, Kiev'e Amerikan yapımı balistik füzeleri Rusya topraklarında kullanma izni verme ihtimali, Ordu Taktik Füze Sistemleri (ATACMS) füzeleriyle ilgili endişeleri artırdı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, güncellenmiş nükleer doktrinini onayladı. Bu gelişme, Kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinden sadece birkaç hafta önce meydana geldi. Putin, Rusya’ya yönelik herhangi bir saldırının, başka bir nükleer güç tarafından desteklenmesi durumunda “ortak bir saldırı” olarak değerlendirileceği uyarısında bulunmuştu.

Kremlin, Putin'in imzaladığı güncellenmiş nükleer doktrinin oldukça önemli bir metin olduğunu belirtti. Açıklamada, "Rusya nükleer silahlarını her zaman caydırıcı bir araç ve aşırı bir önlem olarak görmüştür. Nükleer tehdidi en aza indirmek için gerekli tedbirler alınmalıdır," ifadeleri yer aldı.

Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, Ukrayna'nın Kursk bölgesinde ABD yapımı uzun menzilli saldırı füzelerinin kullanılabileceğine dair endişeleri değerlendirerek, “Ordumuz durumu çok yakından izliyor,” dedi. Bu açıklamalar, uluslararası kamuoyunda yeni bir tırmanışın habercisi olabilir.

Dünya çapında bu kararların yankıları şimdiden hissedilmeye başlandı. Uzmanlar, bu durumun, nükleer silahların artan kullanımı ve dünya güvenliği üzerindeki olumsuz etkileri üzerine endişeleri artırabileceği konusunda uyarıyor. Savaşın küresel güvenlik dinamiklerini nasıl etkileyeceği ise belirsizliğini koruyor. Tüm bu gelişmeler, uluslararası ilişkilerin daha karmaşık bir yapıya evrildiği bir dönemde yaşanıyor.