Sonbaharın gelmesiyle birlikte, göz sağlığımızı tehdit eden konjonktivit vakalarında önemli bir artış yaşanıyor! Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, özellikle kızarma, sulanma, ağrı, kaşıntı ve batma gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalığın, mevsim geçişlerinde pik yaptığını vurguladı.

Alerjik konjonktivitin yanı sıra viral konjonktivitlerin de sonbahar ve kış aylarında daha sık görüldüğünü belirten Asena, okulların açılmasıyla birlikte kalabalık ortamlara dönüş olduğuna dikkat çekti. "Bu durum, virüslerin yol açtığı konjonktivitlerin görülme sıklığını artırıyor. Gözdeki kızarıklık, sulanma ve çapaklanma gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık, bulaşıcı özelliğe sahiptir. Özellikle kapalı alanlarda, iyi havalandırılmayan ortamlarda viral enfeksiyonların yayılması kaçınılmazdır." dedi.

Göz ve El Hijyeni Hayati Önem Taşıyor!

Konjonktivit tedavisinde göz damlalarının kullanıldığını ve tedavi sürecinin bir göz doktoru tarafından belirlendiğini ifade eden Asena, hastalığın yaşam kalitesini düşürdüğünü söyledi. Gözün beyaz kısmını kaplayan konjonktiva tabakasının, göz yüzeyini nemlendiren maddeler salgılayarak koruyucu bir görev üstlendiğini belirtti. Konjonktivit hastalığında, damarın iltihaplanması ile gözdeki damarların daha belirgin hale geldiğini ve sonuç olarak gözün kızarması gibi sorunlarla karşılaşılabileceğini vurguladı.

Son olarak, konjonktivit tedavisinde göz damlaları kullanılsa da, bazen durumun kendiliğinden geçebileceğini dile getiren Asena, EN ÖNEMLİ noktanın göz ve el hijyenine dikkat edilmesi ve kapalı mekanların iyi havalandırılması gerektiğini belirtti. Unutmayın, bu basit önlemlerle konjonktivit riskini azaltmak mümkün!