Tayvan'dan Şok İddia: Çin'e Ait 34 Askeri Hava Aracı ve 16 Gemi Görüldü!
2024-12-12
Yazar: Hatice
Tayvan Savunma Bakanlığı, sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklamada, dünden bu sabah saatlerine kadar 34 askeri hava aracının Tayvan Adası çevresinde görüldüğünü duyurdu. Bu hava araçlarından 22'sinin, Tayvan Boğazındaki orta çizgiyi geçerek, Tayvan'ın ‘Hava Savunma Tanımlama Bölgesi' ilan ettiği sahanın kuzey, güneybatı ve doğu bölümlerinde uçtuğu bildirildi.
Ayrıca, adanın çevresinde Çin donanmasına ait 16 savaş gemisinin tespit edildiği bilgisi de aktarıldı. Bu önemli gelişmeler, bölgedeki askeri hareketliliğin giderek arttığını gösteriyor.
Tayvan Savunma Bakanlığı, bu durumun bir tatbikatın habercisi olabileceğini değerlendiriyor. Geçen hafta Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun (ÇHKO), Tayvan Adası'nın karşı kıyısındaki Ciciang ve Fucien eyaletlerinin doğusunda 7 hava sahası bölgesini kapattığını açıklamıştı. Bunun yanı sıra, ÇHKO'nun Doğu, Kuzey ve Güney Cephe Komutanlıklarından gelen donanma unsurlarının sahil güvenlik gemileriyle birlikte Tayvan Boğazı çevresinde ve Batı Pasifik'teki sularda aktif oldukları bildirildi.
Bölgedeki askeri hareketliliğin artması, uluslararası güvenlik dinamiklerini de etkileyebilir. Özellikle, Çin'in resmi olarak Tayvan'ı kendi topraklarının bir parçası olarak gördüğünü ve bağımsızlık taleplerine karşı sert bir tutum sergilediği göz önüne alındığında, bu gelişmeler uluslararası arenada geniş yankı uyandırabilir.
Öte yandan, Tayvan lideri Lai Ching-te'nin geçtiğimiz hafta Pasifik ada ülkeleri Marshall Adaları, Tuvalu ve Palau'yu ziyareti sırasında ABD’nin Hawaii ve Guam adalarına uğrayarak temaslarda bulunması, Pekin’in tepkisiyle karşılaştı. Bu durum, ABD-Tayvan ilişkilerinin güçlenmesinin yanı sıra, Çin’in bölgedeki etkisinin sorgulanmasına neden oluyor.
Tayvan’ın 1949'dan bu yana fiili bağımsızlık sürdürdüğü ve ana karadan gelen tehditlerle nasıl başa çıkacağı, bölgedeki gerginliklerin artması durumunda önemli bir konu olmaya devam edecektir. Uluslararası gözlemciler, bu durumun, gelecekteki jeopolitik dengenin nasıl şekilleneceği açısından kritik bir gösterge olabileceğini belirtiyor.