Ülke

Teğmenlerin Kılıçlı Yemini: TSK'nın İtibarı Sarsıldı mı?

2024-11-18

Yazar: Ahmet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından, teğmenler 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganlarıyla yemin etti. Ancak, bu olay ülkede büyük tartışmalara yol açtı.

Törende yapılan bu keskin yemin, sosyal medyada yayılarak geniş bir kitleye ulaştığı anda çeşitli eleştirilerin de hedefi haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan tartışmalar üzerine yaptığı açıklamada, 'Ordumuzun disiplinine, insicamına ve itibarına gölge düşürecek her türlü girişimin karşısındayız. Ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine asla müsaade etmeyiz.' ifadelerini kullandı. Ayrıca, konunun çok yönlü bir şekilde incelendiğini belirtti.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yemin törenini eleştiren isimlerden biri oldu. Bahçeli, '300’ü geçen teğmenin kılıçlarını çekip başka bir yemini seslendirdikleri açık bir gerçektir. Yemin gayesi nedir?' şeklinde eleştirilerde bulundu.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), olayla ilgili bir yazılı açıklama yaparak, disiplin kurallarının ihlaline asla müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Bakanlık, 'Bahse konu olay da her yönüyle incelenmektedir. İnceleme sonucunda gerekli tespitlere göre disiplin yönetmeliği çerçevesinde gereken işlemler yapılacaktır.' dedi.

30 Ağustos'taki kılıçlı yemin incelemesi kapsamında, Kara Harp Okulu devre birinci teğmen Ebru Eroğlu ve diğer üç teğmenin ifadeleri alındı. Teğmenlere yönelik disiplin incelemesinin gerekçeleri arasında, önceden planlamasına rağmen tören alanında andın okunmasını sağlamak için üstlerine talepte bulunmaları ve her seferinde olumsuz cevap almalarına rağmen 30 Ağustos günü andı okumak için plan yapmak yer aldı.

Bu olay, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin halka açık bir forumda siyasi söylemlere alet edilip edilmediği konusundaki endişeleri de yeniden gündeme getirdi. İçinde bulunduğumuz bu siyasi ortamda, askeri kurumların bağımsızlığının ve disiplininin korunması gerektiği sıkça konuşuluyor. Ülkedeki bu gelişmelerin ardından, askeri disiplinin nasıl korunacağı ve askeri personelin özgürce düşünceleri ifade edebilme haklarının sınırları tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.