Telegraph: Trump Saldırırsa İran, ABD ve İngiltere'nin Diego Garcia Üssünü Hedef Alacak
2025-03-30
Yazar: Ayşe
Üst düzey bir İranlı askeri yetkili, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran nükleer programı ile ilgili bir anlaşma yapmaması durumunda askeri harekette bulunma tehdidinde bulunduktan sonra The Telegraph'a verdiği röportajda, Tahran'ın herhangi bir ABD saldırısına karşı Diego Garcia'daki ortak ABD-İngiltere deniz üssünü vuracağını açıkladı.
Yetkili, "İran, bölgedeki herhangi bir üsse ya da İran füzelerinin menzilinde bir saldırı olursa, Britanya ya da Amerikan güçlerini hedef almakta herhangi bir ayrım yapmayacaktır," ifadelerini kullandı. İran devlet medyası da, Telegraph'ın haberine göre ABD'nin "İran halkına yönelik düşmanlık eylemlerinde bulunması halinde Chagos adalarında bulunan Diego Garcia üssünü füzeler ve intihar dronlarıyla vuracağını" bildirdi.
Habere göre İran yönetimi, devlet medyasına "İran, böyle bir saldırıyı anavatanından yapabilecek yeterli silahlara sahip, en iyi örneği orta menzilli daha yeni versiyonları olan Khorramshahr füzeleri ve 4 bin km menzile sahip Şahid-136B kamikaze dronları" açıklamasında bulundu.
Telegraph'ın haberine göre, "Böyle bir senaryoda, bombardıman uçağı kesinlikle NSF Diego Garcia'dan kalkacak ve 3.800 km uzaklıktaki üssü, İran'ın misilleme operasyonu için bir hedef yapabilir."
Birleşik Krallık hükümeti ise İran'a cevaben, "Bu tehditleri en güçlü şekilde kınıyoruz. Birleşik Krallık Hükümeti, bölgedeki ortaklarla de-eskalasyonu teşvik etmek için çalışmaya devam etmektedir. Diego Garcia'daki üs, Birleşik Krallık ve ABD güvenliği için hayati öneme sahiptir ve bölgesel ve uluslararası güvenliğin sağlanmasında kritik bir rol oynamaktadır," dedi.
Telegraph'ın haberine göre, bu hafta en az üç ABD B-2 Spirit bombardıman uçağının üsse geldiği, uydu görüntülerinde görüldü.
Diego Garcia Üssü Hakkında
Diego Garcia, Chagos Takımadaları'ndaki en büyük adadır. 1970'lerden bu yana bir ortak ABD-İngiltere tesisi olan üs, adaların devri konusunda anlaşmazlık tartışmalarıyla da biliniyor. Adada yaklaşık 4 bin ABD ve İngiliz personelinin bulunduğu, bunların askerler ve sivil müteahhitlerden oluştuğu düşünülüyor.
Telegraph'a göre İngiliz birliğinin yaklaşık 40 kişiden oluştuğu, polis ve gümrük hizmetleri sağladığı, küçük bir Kraliyet Deniz Piyadeleri grubunun ise güvenlik hizmetleri sağladığı bildiriliyor.
Trump ve İran Mektuplaşması
Trump, göreve geri döndükten sonra İran'a yönelik 'maksimum baskı' politikasını yeniden başlattı. Bu politika, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemeyi ve petrol ihracatını sıfıra indirmeyi hedefliyor. Ama aynı zamanda, İslami rejimle hızlı bir 'dondurulmuş nükleer barış anlaşması' yapma konusunda da ilgi gösterdi.
ABD Başkanı, eğer Tahran nükleer anlaşmayı kabul etmezse Tahran'a 'çok kötü şeylerin olacak' uyarısında bulundu. Trump, Hamaney'e bir mektup gönderdiğini belirterek, "Onlara yakın zamanda bir mektup gönderdim ve dedim ki: Bir karar vermelisiniz, bir şekilde, ya konuşacağız ve çözeceğiz ya da İran'a çok kötü şeyler olacak," dedi.
Perşembe günü, İran, Trump'a yazdığı mektuba cevap verdiğini doğruladı; doğrudan görüşmeleri reddetmediği gibi, dolaylı müzakerelere de açık olduğunu belirtti. İran medyasında dünde yer alan haberlere göre ise yanıtında "Saldırıya karşı sınır tanımayız" ifadeleri yer alıyor. İran yönetimi tarafından henüz teyit edilmeyen bilgilere göre mektupta, Tahran'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın mektubundaki tüm madde ve paragraflara nükleer program, balistik füzeler, bölgesel politikalar ve tehditler olmak üzere dört ana başlığa odaklanarak ve Trump'ın üslubuna uygun bir dille yanıt verdiği bildirildi.
Gelişmeler, dünya gündeminde büyük bir endişeye yol açarken, olası bir çatışma ihtimalinin artırması uluslararası toplumda kaygı yaratıyor. İlişkilerin bu denli gerilmesi, Orta Doğu'daki istikrarsızlığın derinleşmesine yol açabilir. Trump yönetiminin bu durumu nasıl ele alacağı merak konusu.