ABD seçimleri sona erdi ancak politik arenada yaşanan çalkantılar artarak devam ediyor. Hem yeni seçilen Başkan Trump, belirlediği kabinesiyle hem de mevcut Başkan Biden, aldığı son kararlarla dünya gündemini sarsmaya devam ediyor. Özellikle Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli Amerikan silahlarının sınırlı bir şekilde Rusya'ya yönlendirilmesine izin vermesi, Trump ve ekibinin zafer coşkusunu gölgelerken, uluslararası arenada da büyük bir şaşkınlık yarattı.

Seçimlerin ardından Trump’ın hâlâ siyasi bir intikam peşinde olduğu ve hatta üçüncü dünya savaşını tetikleyebilecek hamleler yapabileceği konuşuluyor. Amerika’nın içindeki iktidar savaşları derinleşirken, Trump’a yönelik olası bir suikast tehdidi de gündemde.

Bu sadece iç siyasi mücadelelerin çok ötesinde, derin ve karmaşık bir oligark rekabeti var. Arka planda, finansal kuruluşlar, enerji ve maden devleri, silah lobileri ve yeni dünya düzeninin 'Tekno Feodal' elitleri arasında kıyasıya bir savaş sürüyor.

Son 50 yılın en baskın güç merkezi olan ABD İmparatorluğu, elindeki silah gücüne ve teknolojik üstünlüğüne rağmen çöküşe geçmekte, bu da toplumsal huzursuzlukları tetiklemekte. Dolar hakimiyetinin sarsılması, ABD'nin uluslararası varlığını sorgulanır hale getirirken, küresel kurumların işlevselliği de azalıyor.

Birçok uluslararası ilişkiler uzmanı, ABD'nin bu durumunu Birinci Dünya Savaşı öncesi İngiltere’ye benzetiyor. Zira İngiltere, savaş öncesinde artan askeri giderleri karşılayamayarak gerilemişti. ABD’nin son yıllarda benzer bir durumda olduğu söyleniyor. Çin’in hızla büyümesi ve Rusya ile olan ilişkileri, ABD'yi daha da köşeye sıkıştırma riski taşıyor.

Ayrıca, Gazze'deki insani kriz ve Ukrayna savaşındaki tavırları nedeniyle dünya kamuoyunun gözünde 'demokrasi' ve 'insan hakları' değerlerini kaybettiği iddiaları gün geçtikçe artmakta.

Trump’ın oğlu Donald Trump Jr. ise bu durumu şu sözlerle özetliyor: "Silah endüstrisi, babamın iktidara gelmesini sağlama ve savaş başlatma şansını kullanmak istiyor gibi görünüyor. Trilyonlarca doları kontrol altına almak istiyorlar. Bu büyük bir tehlike!"

Trump'ın Sağlık Bakanı adayı Robert F. Kennedy Jr. da ABD dış politikasını yöneten görünmeyen güçlerin savaşı tetikleme çabasını açıkladı: "Beyaz Saray'dan ayrılmadan önce üçüncü dünya savaşını başlatma peşindeler."

Tüm bu gelişmeler, ABD'nin içinde derin bir iç savaşın eşiğinde olduğunu gösteriyor. Peki, bu durum ABD imparatorluğunun çöküşüne yol açacak mı yoksa Trump, eski gücüne dönmenin bir yolunu bulabilecek mi? Her şey, Trump’ın siyasi tutumuna bağlı olarak şekillenecek. Trump, Siyonist kabinesiyle kötü bir sınav verse de, çevresinden gelen itirazların hâlâ farklı sonuçlara yol açabileceği ihtimali bulunuyor. Bu karmaşık durum, hem iç politikayı hem de dünya dengesini büyük ölçüde etkileyecek.