Dünya gözünü 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan ABD'nin yeni başkanına çevirmiş durumda. "Trump etkisi"ni anlamak için 5 Kasım seçimlerinden bu yana yaşanan hızlı değişimlere bakmak yeterli:.

Yeni başlayan Lübnan-İsrail savaşının hemen ardından, 3 yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında Zelenski, "Aldıkları Putin'de kalsın, artık duralım" aşamasına geldi. Suriye'deki iç savaş ise 13 yılın ardından tam 13 günde sona erdi. İran ve Rusya'nın bölgedeki rolü giderek zayıflarken, Türkiye'nin nüfuz alanı hızla genişliyor.

Senkronizasyonun sağlanması için daha bir ay var. Bu süreçte kim bilir daha hangi dengelerin altüst olduğunu göreceğiz? "Tüm savaşları sona erdireceğim, ama nasıl yapacağımı söylemem" diyen Trump göreve başladığında, karşısında sorunlu bir alan kalmamış gibi görünüyor.

"Trump nasıl yapacak ki?" diye sormak bile anlamsız. Çünkü o, iş başlamadan önce planlarını yapıyor.

“20 Ocak'a kadar herkese süre tanıyorum” dedi ve Palm Beach'te ilgili gelişmeleri izliyor.

Tüm aktörlerin, Trump gelmeden son hamlelerini yaptıkları için, yıllarca sürecek savaşlar veya müzakerelerle alınacak sonuçlar hızla gün yüzüne çıkıyor. Yeni dönemin kazananları, değişen koşulları anlayıp harekete geçme cesaretini gösterenlerden çıkacaktır.

Yıllardır yerleşik olan “ABD değişmez abi” algısından kurtulamayanlar teslimiyet güzellemesi yapadursun, YPG lideri Mazlum Kobani bile ABD'deki değişimi görmekte geç kalmadı ve fırsat yakalamaya çalışıyor.

Gürültülü bir şekilde ABD’ye acil vize için diplomasi trafiği yürütüyor. Cilalı gözaltındaki gazetecilere, "Trump, Kobani'yi yemin törenine davet etti" diyerek yeni başkanın dikkatini çekmeye çalışıyor.

Trump, gerektiğinde Rusya’ya, gerektiğinde İran’a karşı durarak bu kiralık katil çetelerinin yeniden kurulan Suriye’nin geleceğinde yeri olmadığını anlayacak.

Ekibinin, Kobani’yi muhatap almanın ABD açısından hiçbir getirisi olmayacağını değerlendirecek kadar profesyonel olacağına inanıyorum.

Nikki Haley’den Trump’a ‘Erdoğan’ı Ara’ Tavsiyesi

Eski ABD BM Büyükelçisi Nikki Haley, Fox News'ta yaptığı açıklamada, "Trump için büyük bir fırsat var. Başkanlığa başladığında yapması gereken ilk şey Erdoğan’ı aramak olmalı. Unutmayın ki, Ukrayna-Rusya savaşında Erdoğan, Ukrayna’nın yanında. Eğer Trump, İran’ı zayıflatmak ve Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşa bir son vermek istiyorsa, bu yolda en önemli adım Türkiye ve Erdoğan ile iletişim kurmaktır" dedi.

Aklın yolu bir.

Esad’ın 135 Milyar Doları Olsaydı, Bu Hale Düşer Mi?

Esad’ın Rusya’ya 135 milyar dolar kaçırdığı yönünde haberler ve spekülasyonlar dolaşıyor. Bunun neye dayandığını bilemiyorum, ancak eğer Esad’ın bu kadar parası olsaydı, bugün Moskova’da sıkışıp kalmış bir durumda olmazdı.

Rus vekil Dimitri Kuznetsov’un Esad ile ilgili söyledikleri, onun ne kadar zor bir durumda olduğunu gösteriyor: "Donbas’taki savaştan etkilenen bölgelerin yönetimi verilebilir ve ailesiyle birlikte Mariupol'deki yeni binalardan birine yerleşebilir. Ayrıca Emir Kusturica’nın Donbas’ta Dostoyevski hakkında bir film çekmesini destekleyebilir. Eğer Donbas’ın yeniden inşasına katkı sağlarsa, vatandaşlık meselesinin gündeme gelmesinin gerektiğini düşünüyorum."