ABD Başkanı Donald Trump, ticaret savaşı çerçevesinde Çin'e yönelik yüzde 50 ek gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti. Bu durum, bazı Çin ürünlerinin ABD'ye girişini toplamda yüzde 104 gümrük vergisiyle gerçekleştirebileceği anlamına geliyor.

Çin hükümeti, 10 Nisan'dan itibaren ABD mallarına yüzde 34 ek gümrük vergisi uygulayacağını duyurdu. ABD'nin yeni ek gümrük vergileri ise 9 Nisan'da yürürlüğe girecek. Trump, küresel piyasalardaki düşüşlere rağmen vergi oranlarını ertelemeyi düşünmediğini belirtti. Aynı zamanda, birçok ülkenin adil anlaşmalar yapmak için müzakereye geldiğini söyledi.

Çin Ticaret Bakanlığı, Trump'ın tehditlerini "hata üstüne hata" olarak nitelendirerek, mücadeleye devam edeceklerini ifade etti. Çin'in Washington Büyükelçisi Liu Pengyu, Trump'ın tutumunu "ekonomik zorbalık" olarak adlandırdı.

Trump, ülkesinin birçok ülkeyle ticaret açığını kapatmak için stratejiler geliştirdiğini ve 36 trilyon dolarlık borcun bir sebebi olduğunu vurguladı.

Resesyon korkuları artarken, ABD ekonomisindeki olası daralma endişeleri büyüyor. Hisse senedi piyasalarında yaşanan büyük düşüşler, ekonomideki olası etkileri göstermekte. Ancak piyasalardaki düşüşler her zaman bir ekonomik krizin kapıda olduğu anlamına gelmez. Ekonomistler, bir ülkenin harcadığı ve ihraç ettiği her şeyin toplamının üst üste iki çeyrek boyunca azalması durumunu resesyon olarak tanımlıyor.

Son piyasa dalgalanmaları, özellikle bankacılık sektöründe benzeri görülmemiş bir kaygıyı beraberinde getiriyor. Ekonomik sağlığın en önemli göstergelerinden biri olan bankaların durumunu değerlendiren bir uzman, hisse senedi piyasasındaki düşüşlerin endişe verici olduğunu belirtti.

Dünya genelinde uluslararası ticaretin etkilediği bankalar, HSBC ve Standard Chartered, Trump'ın gümrük vergisi tehditlerinin ardından yüzde 10'dan fazla değer kaybetti. Ayrıca, emtia piyasalarındaki dalgalanmalar da resesyon sinyalleri veriyor. Bakır ve petrol fiyatları, küresel ekonomik sağlık göstergeleri olarak önemli kabul ediliyor ve her ikisi de Trump’ın vergi tehditlerinin ardından yüzde 15'ten fazla düştü.

Küresel çapta büyük resesyonlar nadir görülse de, 1930'lardaki Büyük Buhran ve Covid pandemisi gibi örnekler akıllarda yer ediyor. Ekonomik durumun ne yönde ilerleyeceği ise belirsizliğini koruyor.