ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social üzerinden yatırımcılara büyük miktarlarda para yatırmaları için çağrıda bulundu ve zengin olmanın, her zamankinden daha cazip hale geldiğini belirtti.

Trump, açıkladığı tarifelerin, ülkeye büyük yatırımlar ve üretim artışı sağlayacağını savunarak, ABD'de üretim yapmak isteyen şirketler için 'trilyonlarca dolarlık yatırım' geleceğini söyledi. ABD'de birçok yeni üretim tesisi inşa edileceğine vurgu yapan Trump, bu tarifelerin ülkeyi zenginleştireceğini iddia etti.

Ancak Trump'ın 'Zengin olmak; her zamankinden daha zengin olmak için harika bir zaman' ifadesi, birçok ekonomist tarafından eleştiriliyor. Bu tür söylemlerin, toplumdaki zengin-fakir uçurumunu derinleştiren elitist politikaların bir yansıması olduğu düşünülüyor.

Zengin kesimlerin yararına olan politikalar 2017'deki vergi reformu gibi adımlarla desteklenmiş, ancak bu durum uzun vadede gelir eşitsizliğini artırmıştır. Örneğin, Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, bu reformların ABD'de ekonomik büyümeyi tabana yaymak yerine, zenginleri daha da zenginleştirmek için uygulandığını belirtmiştir.

Trump, yüksek gümrük tarifelerinin kısa vadede bazı sektörlerde üretimi artırsa da, uzun vadeli etkilerinin hala tartışmalı olduğunu kabul etmektedir.

Ekonomik verilere baktığımızda, Trump’ın söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. Federal Reserve verilerine göre, en zengin %10’luk kesim ABD’nin toplam servetinin %70’inden fazlasına sahiptir. Bunun yanında alt gelir gruplarının serveti son 10 yılda ya durakladı ya da geriledi.

Buna göre Trump’ın söylemleri, aslında 'Zaten zenginseniz daha da zenginleşmek için harika bir zaman' anlamına gelmektedir. Geniş kitlelerin yaşam maliyetleri artarken, konut fiyatları ve sağlık harcamalarının rekor seviyelere çıktığı bir dönemde bu sözler elit bir bakış açısını temsil ediyor.

Sonuç olarak, Trump’ın ekonomi politikaları, sürdürülebilir kalkınma yerine kısa vadeli finansal kazançlara ve siyasi gösterişe dayanmaktadır. Bu politikalar, gelir eşitsizliğini artırırken, ABD ekonomisini uzun vadede daha kırılgan hale getirmektedir.

Ekonomik belirsizlik ise, yatırımcıların ve halkın -özellikle orta ve alt gelir gruplarının- giderek daha fazla zorlanmasına neden olmaktadır. Bu durumda Trump’ın politikaları, sadece zenginlerin çıkarlarına hizmet ediyor gibi görünmektedir.