
Türk Karikatürünün 100 Yılı: Geçmişe Dönerek Yapay Zeka ile Yüzleşme
2025-04-02
Yazar: Hatice
Geçtiğimiz günlerde OpenAI’in yeni GPT-4o güncellemesi ile yapay zekanın görsel üretim becerileri devrim niteliğinde bir gelişim gösterdi. Kullanıcılar, kişisel fotoğraflarını, ünlü meme'leri ve hatta evcil hayvanlarını Studio Ghibli tarzında yeniden yarattı. Ortaya çıkan sonuçlar o kadar etkileyici oldu ki sosyal medya bu 'Ghiblification' akımına kapıldı. Fakat bu durum beraberinde pek çok etik soruyu da getirdi. ‘Bu tarz kime ait?’, 'Yapay zeka, Hayao Miyazaki gibi sanatçıların yıllarca emekle inşa ettiği estetikleri sadece bir komutla yeniden üretebilir mi?’ gibi sorular akıllarda yer edinmeye başladı.
Bu tartışmalar sürerken WebTekno olarak yönümüzü değiştirdik: Bu muazzam üretim gücünü Türkiye’nin mizah kültürü ile birleştirdik. 100 yıllık Türk karikatür tarihi üzerine yapay zekaya sorduk: ‘Haydi bakalım ChatGPT, Türk mizah dergilerinin 100 yıllık tarihini ne kadar özümseyebiliyorsun?’
Bir karakter görselini ChatGPT'ye vererek, 1920’lerden başlayarak her on yıl için bu komutu verdik: ‘Bu karakteri 1920’lerin Türk mizah dergilerinin karikatür gerçekleri doğrultusunda çiz.’ Her görsel üretiminden sonra ChatGPT'ye şu soruyu yönelttik: ‘Bu görseli üretirken nasıl bir muhakeme kullandın?’ Cevapları yalnızca sanat açıklamasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bir dönemin sosyopolitik, kültürel ve teknik birikimini analiz eden ilginç bir mini tarih dersi niteliği taşımaktaydı.
Bu deneyimin kayda geçmiş öğelerinden biri, Türk mizahının geçmişten günümüze geçirdiği evrimi, bireysel ve toplumsal yorumlarla yeniden düşünmemizi sağladı. Her dönemdeki Türk karikatürü, sadece toplumun mizah anlayışını değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel dinamikleri de yansıtmaktadır.
Örneğin, 1920’lerin karikatürü, duygu ve mesaj taşıyan yapısıyla dikkat çekiyor. Bu dönemde karakterler, toplumsal değişimi yansıtırken, 1930’larda halkı eğitmek üzere kullanılan mizah anlayışı somut bir kimlik kazandı. 1940’lar ise savaşın gölgesinde ironiyle şekillenen bir karikatür dili sundu.
Zamanla mizah anlayışı, 1960'larda sansür ve kısıtlamalara maruz kalsa da, sanatçılar derin anlamlar katmayı başardılar. 70'lerin karikatürlerinde halkın sesi öne çıkarken, 80'lerde ironi arttı ve karakterlerin duygusal durumları daha belirgin hale geldi. 90’lar, asi mizahın yükseldiği bir dönem olarak kaydedildi ve 2000’ler, kaybeden kahramanların devri haline dönüştü.
2010’lardan itibaren ise dijital estetik ön plana çıkarken, mizah bireysel ve varoluşsal bir boyuta taşındı. Günümüzde sosyal medyanın etkisi altında, mizah artık sadece bir haşinlikle değil, çevre ile etkileşim içinde bir duygu durumu yaratarak kendini ifade ediyor.
Sonuç olarak, bu proje sadece Türk mizahının 100 yıllık geçmişinin bir özeti olmakla kalmayıp, aynı zamanda yapay zekanın bu kültürel mirası anlama kapasitesini de sorgulamak adına bir fırsat sundu. Yapay zeka, Gırgır ve Penguen gibi Türk mizahının önemli temsilcilerini ne derecede anlayabiliyor? Gelecek nesiller için bu kültürel birikimi taşımada bir aracı olabilir mi? Tüm bu soruların yanıtları, Türk karikatürünün geleceğini şekillendirecek.