15 Şubat 2025'te PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının üzerinden tam 26 yıl geçmiş olacak. Bu haberi takiben, PKK'lılar birçok ülkede İsrail temsilciliklerinin önünde protestolar düzenlemeye başladılar. Almanya'nın Berlin kentinde, işgal girişiminde bulunan üç gösterici, İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Öcalan'ın 1998'de Suriye'den kaçırılmasında, sadece Amerikan istihbaratının değil, aynı zamanda İsrail istihbaratının da önemli bir rol oynadığı biliniyor.

Türkiye, 1990'lar boyunca terörle mücadelede önemli destek almak için İsrail'den silah temin etti. O dönemde Türkiye-İsrail ilişkileri, iki ülke için de bazı stratejik avantajlar sağlıyordu. Ancak şimdi, Suriye'deki Esad rejiminin güç kaybetmesiyle, iki ülke arasında sıcak çatışma olasılıkları daha da artmış durumda. İsrail, Suriye'deki mevcut durumu kendi lehine çevirme çabası içinde.

İki ülke arasındaki geçmiş ilişkilerin değişkenliği, günümüzde gündemi etkileyen temel etkenlerden biri. Artık İsrail, 'Kürtler bizim doğal müttefikimizdir' söylemine kadar geldi. Bu durum, PKK ile mücadelede destek veren İsrail'in, artık Kürtleri kendi çıkarları doğrultusunda değerlendirmeye başladığını gösteriyor.

Türkiye ve İsrail'deki demokratik gerileme de dikkat çeken bir başka faktör. Her iki ülkede de dinci ve aşırı sağcı hükümetlerin güçlenmesi, demokratik kültürü zayıflattı. Bu süreçte Erdoğan ve Netanyahu, kendi iktidarlarını korumak için kutuplaştırıcı söylemleri benimseyerek dikkatleri farklı noktalara çekiyor.

Son zamanlarda, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun, Gazze'deki savaşın yanı sıra Lübnan ve İran'a da yayma çabaları, siyasi mevcudiyetini koruma isteğiyle ilişkilendiriliyor. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da ülke içindeki ekonomik sorunlardan kaçış arayışı içinde görünüyor. Ancak iki liderin bu stratejileri, çıkabilecek bir çatışmanın önünü açabilir.

Yine yakın bir zamanda yayımlanan bir makalede, İran'ı zayıflatmanın uzun vadeli risklerine dair yorumlar yapıldı. Türkiye'nin özellikle radikal Sünni gruplara verdiği destek, İsrail için tehdit oluşturuyor. Bu nedenle, iki ülke arasında yeni bir cephe açmak için arayış içerisinde olup olmadıkları merak ediliyor.

Sonuç olarak, Türkiye ve İsrail arasında olası bir çatışmanın koşulları gittikçe olgunlaşıyor. Her iki ülkede de iç politikada yaşanan zorluklar, dış düşmanlar yaratma arayışını beraberinde getiriyor. Bu durum, iki taraf için de yeni bir cephe açma gerekliliğini artırabilir ve dünya gündeminde yerini alabilir.