Türkiye'nin Avrupa ile İlişkilerinde Dönüm Noktası

Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Türkiye'nin Avrupa ile olan ilişkilerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin Avrupa nezdinde itibarının yükselişine tanıklık etmekte olduğumuz bir dönemin eşiğindeyiz. Prof. Dr. Ülger, önümüzdeki dönemde Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında güvenlik, savunma ve dış politika alanlarında güçlü bir yakınlaşma yaşanmasını bekliyor. Bu gelişmelerin, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumu açısından önemli yansımaları olacaktır.

Müzakerelerin Durumu

Türkiye, 3 Ekim 2005'ten beri Avrupa Birliği ile müzakerelerde bulunan bir ülke olarak, 20. yılını doldurmaya yaklaşmış durumda. Ancak, müzakereler hala hukuken devam etmesine rağmen fiilen tıkanmış durumda. En son müzakere başlığı 2018'de açılmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'nin terör tehdidine karşı gösterdiği tepki, Avrupa tarafından çok subjektif bir bakış açısıyla değerlendirilmiş ve bu durum Türkiye'nin Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığı yorumlarına yol açmıştır. Bu durumun müzakerelerin yavaşlamasında etkili olduğunu düşünüyoruz.

ABD-Avrupa İlişkileri ve Türkiye'nin Pozisyonu

Ayrıca, Prof. Dr. Ülger, ABD ile Avrupa ülkeleri arasında savunma alanında yaşanan gerilimlerin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecini olumlu etkileyip etkilemeyeceği konusunda da görüşlerini paylaştı. Türkiye'nin pozisyonunun güçlendiği söylenebilir. Avrupa Birliği'ne üyelik, esas itibarıyla siyasi bir karar sonucunda mümkün olan bir süreçtir. Aday devletler, üyelik öncesi yükümlülüklerini yerine getirme çabası içerisindeyken, Avrupa tarafı da bu devletin katılımı hakkında bir karar veriyor. Bu karar, oy birliği ile alınıyor. Yakın döneme baktığımızda, örneğin Bulgaristan ve Romanya'nın Kopenhag kriterlerini dört dörtlük yerine getirdikleri için mi 2007'de üye oldukları gibi bir iddia doğru değil. Onlar siyasi destekle kabul edildiler.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

Prof. Dr. Ülger'in açıklamaları, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin geleceği hakkında önemli ipuçları veriyor ve dikkatlice izlenmesi gereken bir sürecin başlangıcını işaret ediyor. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde nasıl bir strateji izleyeceği ise belirsizliğini korumakta.