Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız bazı besinler; görünüşte masumken arkasında ciddi tehditler barındırıyor. Son dönemde yapılan bilimsel araştırmalar, vücudun doğal dengesini bozan iki ana suçluyu belirliyor: İçilmiş şeker ve trans yağlar.

Bu ikili, sadece kilo alımına neden olmakla kalmayıp, insülin direncini artırarak Tip 2 diyabet riskini de yükseltiyor. Amerikan Kalp Derneği'nin (AHA) 2024 raporuna göre, aşırı işlenmiş şeker tüketimi sağlık üzerinde geniş çapta olumsuz etkilere yol açıyor. Harvard Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Frank Hu, “Şekerli içecekler ve tatlılar, kan şekerinde ani dalgalanmalara neden oluyor. Bu, uzun vadede metabolik sistemi çökertiyor.” diyerek tehlikenin ciddiyetine dikkat çekiyor.

Çalışmalar, günlük şeker alımını 50 gramın üzerine çıkaran bireylerde karaciğer yağlanması riskinin %40 arttığını gösteriyor. Bunun yanı sıra, şekerin vücut üzerindeki etkisi sadece kilo ile sınırlı değil; bu maddeler vücudun enerji dengesini bozarak iç organlara ağır bir yük bindiriyor.

İkinci büyük tehlike ise trans yağlar. Fast food ürünlerinden hazır gıdalara kadar birçok yerde karşımıza çıkan trans yağlar, damar sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda beyin fonksiyonlarını da olumsuz yönde etkiliyor. İngiltere'den beslenme uzmanı Dr. Aseem Malhotra, “Trans yağlar, kötü kolesterolü (LDL) artırarak kalp krizi riskini tetikleyebiliyor. Ayrıca, inflamasyonu körükleyerek vücudun savunma mekanizmasını zayıflatıyor.” şeklinde uyarıyor.

The Lancet dergisinde yayınlanan bir araştırma, trans yağ tüketiminin bağışıklık sisteminde %25'lik bir zayıflamaya yol açtığını gösteriyor. Dr. Malhotra'nın dediği gibi, bu yağlar adeta vücudun iç mimarisini bozuyor.

Uzmanlar, bu iki besinin olumsuz etkilerinin genellikle uzun vadede hissedildiğini belirtiyor. Ancak günlük alışkanlıkların değiştirilmesi ile bu risklerin önüne geçilebileceği ifade ediliyor. Mayo Clinic'ten Dr. Donald Hensrud, “Şeker ve trans yağları hayatınızdan çıkarmak, vücudunuzu fabrika ayarlarına döndürmenin ilk adımı olabilir.” önerisinde bulunuyor.

Araştırmalar, bu besinlerden uzak duran bireylerde enerji seviyesinin yükseldiğini, kilo kontrolünün kolaylaştığını ve kronik hastalık riskinin azaldığını gösteriyor. İyi haber şu ki; işlenmiş şeker yerine doğal alternatifler olan bal veya meyve, trans yağlar yerine ise zeytinyağı gibi sağlıklı yağların tercih edilmesi öneriliyor.

Sağlıklı bir yaşam tarzı için bu iki besinden kaçınmanın hayat kurtarıcı bir adım olabileceğini unutmamalıyız! Haydi, hemen sağlığınız için bir adım atın!