Teknoloji

Yapay Zeka Devrimi ile İş Gücü Yeni Bir Döneme Mi Girecek?

2025-03-25

Yazar: Yusuf

2023 yılı itibarıyla, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, yapay zekanın iş gücü üzerindeki derin etkilerini gözler önüne seriyor. Yapay zekanın, iş dünyasında hem tehdit hem de fırsat sunduğu bu iki yüzlü rolü, gelecekteki çalışma hayatının ana hatlarını belirlemeye hazırlanıyor.

McKinsey Global Institute'un son raporuna göre, yapay zeka destekli otomasyon 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 800 milyon işin dengesini değiştirebilir. Bu, küresel iş gücünün yaklaşık %20'sine denk geliyor. Rapor, özellikle rutin ve tekrarlayan görevlerin otomasyona maruz kalacağını, fakat yaratıcı ve insan odaklı rollerdeki işlerin daha az etkilenebileceğini belirtiyor.

MIT'den ekonomist Prof. David Autor, "Otomasyon, işleri yok etmekten çok dönüştürüyor. Geçmişte buhar makineleri nasıl yeni meslekler doğurduysa, yapay zeka da benzer bir etki yaratabilir" diyor. Yani, işçilerin bu yeni düzene ne kadar hızlı adapte olabileceği en önemli konu olarak öne çıkıyor.

Otomasyonun ekonomik dönüşümdeki rolü yalnızca iş kayıplarıyla sınırlı değil. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2023 "Geleceğin İşleri Raporu"na göre, AI ve robot teknolojileri 2030'a kadar 97 milyon yeni iş fırsatı sunabilir. Veri analistliği, makine öğrenimi mühendisliği ve etik AI uzmanlığı gibi yeni roller, bu dönüşümün önde gelen meslekleri arasında yer alacak. Ancak, aynı dönemde 85 milyon işin de ortadan kalkabileceği tahmin ediliyor ki bu geçiş sürecinin sancılı olabileceğini gösteriyor.

Oxford Üniversitesi'nden teknoloji uzmanı Prof. Carl Benedikt Frey, "Bu bir yarış. Teknoloji, bazı sektörleri silip süpürürken, yenilerini inşa ediyor. Önemli olan, iş gücünün bu hıza ayak uydurabilmesi" diyor.

Goldman Sachs'ın 2024 analizine göre, yapay zeka küresel gayri safi yurt içi hasılayı önümüzdeki 10 yıl içinde %7 oranında artırabilir. Ancak, bu artışın eşit dağılmayabileceği belirtildi. Harvard Üniversitesi'nden ekonomist Prof. Dani Rodrik, "Otomasyon zengin ülkelerde verimliliği artırırken, gelişmekte olan ülkelerde eşitsizliği derinleştirebilir. Dijital altyapısı zayıf toplumlar, bu devrimden geri kalma riski taşımaktadır" diyerek, eğitim ve yeniden beceri kazandırma programlarının bu eşitsizliği azaltmada kritik rol oynayacağını vurguluyor.

Türkiye'de de yapay zekanın iş gücü üzerindeki etkileri irdeleniyor. UNESCO'nun bilim danışmanı Dr. Mechtild Rössler, "Yapay zeka sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sınav. İş gücünün geleceği, teknolojinin nasıl yönetildiğine ve kimin için kullanıldığına bağlı" diyor.

Rössler, hükümetlerin ve şirketlerin otomasyonun faydalarını topluma yaymak için iş birliği yapması gerektiğini ekliyor. Ayrıca, yapay zeka ve otomasyonun iş gücü piyasasındaki etkisi, hem umut hem de kaygı yaratmaktadır. Bilimsel veriler, teknolojinin ekonomik büyümeyi teşvik edebileceğini göstermesine rağmen, uzmanlar bu dönüşümün herkes için adil bir gelecek sunabilmesi için acil politikalar geliştirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Sonuç olarak, robotlar ile insanların yan yana çalıştığı bu yeni çağ, iş dünyasının sınırlarını zorlarken, ekonomik dengelerin nasıl evrileceği hala belirsiz. Tüm bunlar, yapay zeka devriminin bizlere neler getireceği ve bu süreçte neleri kaybedip neleri kazanacağımıza dair önemli soruları gündeme getiriyor.