Teknoloji

Yapay Zeka ile Gelecek: Yangın Hortumundan Su İçmek Mi, Yoksa Yangını Söndürmek Mi?

2024-10-05

Geçtiğimiz hafta, Türkiye Sanayi ve İş Dünyası Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen Dijital Türkiye Konferansı'na katılma fırsatım oldu. Gün boyu, geleceğin teknoloji ile nasıl şekilleneceğini dinlerken aldığım bilgiler beni oldukça heyecanlandırdı. Türkiye, teknoloji alanında önemli isimler yetiştiren bir merkez olma yolunda ilerliyor. Bu konudaki önemli gelişmeleri ve fikirleri paylaşmak, genç girişimciler ve iş insanları için büyük bir fırsat sunuyor.

Yapay zeka ve robot teknolojileri üzerine yapılan tartışmalar, günümüzde iş dünyasında dönüşümün kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. İnsanların yaptığı basit eylemleri robotların üstlenmesi kolay değil; ancak bazı karmaşık görevleri yerine getirmektense, insanların yanından geçemediği otonom bir akıl geliştirmek günümüzde en büyük hedeflerden biri haline gelmiş durumda. 2030 yılına geldiğimizde, her gün en az bir kez bir robotla karşılaşmamızın kaçınılmaz olduğunu unutmayalım.

Uzayın keşfi ile ilgili yapılan araştırmalarda, uzayda kalmanın ve üretimin önemi vurgulanıyor. Ticari uzay kavramı artık sıradan bir fantezi değil; uzaya yerleşip, yeni üretim tesisleri kurmak yakında herkesin gündeminde. Özellikle ilaç üretimi gibi alanlarda, uzaydaki steril ortam, yenilikçi üretim yöntemlerini mümkün kılacak.

Yapay zeka ve veri yönetimi konusunda geri kalan şirketler, bu dönüşüm süreçlerine ayak uyduramazlarsa yok olma riskiyle karşı karşıya kalacaklar. Araştırmalara göre, 2000 yılından önce kurulan şirketlerin %75'inin 2030 itibarıyla bu dönüşümü başaramadığı takdirde pazardan silineceği öngörülüyor. Yeni kurulacak şirketler ise hızlı bir şekilde bu boşluğu dolduracak.

Günümüz iş dünyasında yapay zeka ile başa çıkmak, adeta 'yangın hortumundan su içmeye çalışmak' gibidir. Binlerce veri anlık olarak akıyor ve şirketlerin bu karmaşık yapı içinde bir yol haritası oluşturması gerekiyor. Müşteri odaklılık artık standart değil, hangi müşteriye odaklanacağınız ve onlara ne gibi faydalar sağlayacağınızı belirlemek kritik önem taşıyor. Herkes, müşteri deneyimini eşsiz hale getirmek için çaba göstermeli.

TÜSİAD başkanı Orhan Turan'ın açılış konuşmasında paylaştığı verilere göre, Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payı %1 iken, dijital ekonomide bu oran binde bir. Bu iki rakam bile dijital yolculuğumuzun ne denli hızlı ilerlemesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu'nun önceki açıklamalarında, güçlü bir geleceğin yalnızca dijital dönüşümle değil, aynı zamanda yeşil dönüşümle de mümkün olacağını vurgulaması dikkat çekti. Özellikle, sanayicilerin bu destekleri değerlendirerek güçlü bir gelecek inşa etmesini önemle tavsiye ediyorum. Dijital ve yeşil dönüşüm, geleceğin anahtarı olmaya aday.